| Bütün odunları tepeye toplamışlardı ve bana da onların arasında dolaşmama izin verirdi. | Open Subtitles | و لديهم كل تلك الغابات هناك و كان يتركني على حُريتي، يتركني أتجول |
| Saatlerce orada dolaşmama izin verirdi. | Open Subtitles | وكانت تدعني أتجول لساعات. |
| - Etrafta dolaşmama izin vermez. | Open Subtitles | -إنه لا يدعني أتجول بأنحاء المنزل . |
| Beni anlıyor. Beni anlıyor ve hala etrafında dolaşmama izin veriyor. | Open Subtitles | ، هو يفهمنى يفهمنى و يسمح لى بالبقاء معه |
| Beni anlıyor. Beni anlıyor ve hala etrafında dolaşmama izin veriyor. | Open Subtitles | ، هو يفهمنى يفهمنى و يسمح لى بالبقاء معه |