Ve benim Dolabımın senin günlük giyim ihtiyacını karşılayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | و لا اعتقد أن خزانتي يمكنها تحمل هجومكِ اليومي عليها |
Yedi eyalette yedi okul gezdim ve tek farklı olan şey Dolabımın şifresiydi. | Open Subtitles | سبع مدارس في سبع ولايات والشيء الوحيد مختلف مجموعة خزانتي. |
Dolabımın önünde sürekli pis havlu yığını oluyor. | Open Subtitles | هنالك دائماً كومة كبيرة من المناشف المتّسخة أمام خزانتي |
Eğer seni Dolabımın yakınlarında yakalarsam, yemin ederim kafanın tam ortasına bir karate darbesi vururum. | Open Subtitles | واذا علمت أنك كنت بالقرب من خزانتي سوف اسدد لك ضربة كاراتيه على رأسك |
Dolabımın şifresini sadece iki kişi biliyor. | Open Subtitles | فقط شخصان يعرفان المجموعة التى فى خزانتي |
Dolabımın şifresi. | Open Subtitles | كانت هذه أرقام خزانتي لقد كان الأمر يزعجني طوال الليل |
Dolabımın yerini bilmiyorsanız, dünyadan haberiniz yok demektir. | Open Subtitles | لا نحن لسنا إذا كنت لا تعرف أين خزانتي فهذا يعود لما في ذهنك |
Ona çok güzel bir vazo aldım ve şu anda Dolabımın arkasında duruyor. | Open Subtitles | , أنا اخترت جرة جميلة و هي موجودة في خزانتي |
Hepsi senin. Ona ihtiyacım yok artık, hem benim Dolabımın üzerine gerçekten uymayacak. | Open Subtitles | كله من أجلك، لم أعد بحاجة إليه وحقاً لن يلائم خزانتي |
Evde Dolabımın içinde dursaydı bu kadar etkili olamazdı. | Open Subtitles | لن تكونَ مؤثرةً جداً إن تركتها في خزانتي في المنزل |
Kahvaltıyı duydum çünkü bazı tanımadığım asistanlar şu anda Dolabımın altını üstüne getiriyorlar. | Open Subtitles | أعلم , أعلم بأمر الإفطار لأن هناك طبيبه مقيمه لا أعرف من تكون تفتش حالياً في خزانتي |
Dolabımın içindeki bir ayakkabı kutusunda DVD'ler var. | Open Subtitles | هناك بعض الاقراص الرقمية في علبة أحذية في خزانتي |
Çantam çalındı, bu yüzden Dolabımın derinliklerinden bunu çıkardım. | Open Subtitles | لأن حقيبتي قد سُرقت و لهذا قمتُ بإخراج هذه الحقيبة من خزانتي. |
Son mülakatımdan beri Dolabımın diplerindeydi. | Open Subtitles | كانت في مؤخرة خزانتي منذ مقابلة العمل الأخيرة، |
Ve bu köpeğin benim odamın Dolabımın ya da makyaj malzemelerimin yanına yaklaşmasına izin vermem! | Open Subtitles | أعلم بأنك لن تترك ذلك الكلب بقرب غرفتي أو خزانتي |
Bu tişörtü kilitli Dolabımın dibinde buldum. | Open Subtitles | لقد عثرتُ على هذا القميصِ في أسفلِ قاعِ خزانتي |
Dolabımın içinde yerde hıçkıra hıçkıra ağlıyıp, biberondan şarap içiyorum sanırım iyi değilim. | Open Subtitles | أنا أبكي على أرضية خزانتي و أشرب الشاردونيه في كوب لذا أعتقد أني لست بخير |
Dolabımın üst tarafında alanım kalmadı, ben de doğaçlama yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | فقدت المساحة التي فوق خزانتي لذا كان ضرورياً أن اعوضها. |
Babası yerel mezbahanın sahibiydi ve Dolabımın içini iç organlarla doldururdu. | Open Subtitles | كما تعلم , والدها كان يملك المسلخ المحلي أستغلت ذلك لملئ خزانتي بأحشاء الحيوانات |
Ben de Dolabımın üstüne süsler asmayan ve annemin kanser olduğunu bilmeyen biriyle takılmak daha kolay olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لذلك فكرت انه ربما سوف يكون اكثر سهولة كي فقط اعبث مع واحدة لن تود ان تزين دولابي |
Dolabımın arkasındaki yeri açıp jimnastik çantamın altındaki şeylere falan bakmadınız değil mi? | Open Subtitles | هل تبحثان في الجهة الخلفية لخزانتي تحت حقيبة الرياضة أو ما شابه؟ |