Ayrıca 7. sınıfta dolabıma o ördeği senin koyduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | واعلم انه انت الذي وضعت البط في خزانتي في الصف السابع |
Asla bulamayacak ki. Çünkü ben çoktan buldum ve dolabıma sakladım. | Open Subtitles | لن يجدها أبداً، لأنّي سبقَ و وجدتُها و خبّأتُها في خزانتي. |
Bakın, kanaryayı dolabıma kim koydu bilmiyorum ya da ne anlama geldiğini. | Open Subtitles | انظروا، أنا لا أعرف الذين وضعوا الكناري في خزانتي أو ما يعنيه. |
İnsanlar bana dik dik baktı. Çantamı iki kez kontrol ettiler. Biri dolabıma tükürdü. | Open Subtitles | والنّاس حدّقوا بي، وفتشوا حقيبتي مرتين، وأحدهم عبث بخزانتي .. |
- dolabıma bakmam lazım. - Polisi aramadan önce toz ol! Lokanta! | Open Subtitles | أنا محتاجة الوصول الى خزنتي ابتعدي من هنا قبل ان اتصل بالشرطة |
Onu benim dolabıma saklamayı. Tanrı aşkına, sen bir yüzbaşısın. | Open Subtitles | اخفاءه في دولابي الاخير و انت رتبه عليا بحق "بيت" |
Biri o kutuyu dolabıma, anahtarı da anahtarlığıma koydu. | Open Subtitles | قام أحدهم بوضع هذا الصندوق في خزانتي والمفتاح في سلسلة مفاتيحي |
dolabıma lazımlık bırakmayın, beni ağlatıyor. | Open Subtitles | لذا أرجوكم ، كفو عن وضع المبولات في خزانتي ، يجعلني ذلك أبكي |
Hm... nasıl olduysa... bu şey dolabıma gelmiş. | Open Subtitles | بطريقة ما, هذه .. انتهى بها المطاف في خزانتي |
Bildiğim kadarıyla, o silahı dolabıma siz yerleştirdiniz. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنك أنت من وضعت المسدس في خزانتي. |
Şu mikseri al ve şu diğer eşyalarla beraber benim dolabıma koy. | Open Subtitles | خذ الخلاط و كل هذه الأشياء و ضعها في خزانتي |
Lisede biri dolabıma ciklet yapıştırmıştı, kim olduğunu anlamak için 3 hafta uğraştım. | Open Subtitles | يوماً في الثانوية، أحدهم ألصق علكة في خزانتي وقضيت ثلاثة أسابيع أبحث عن الفاعل |
Kung Fu eğitimi aldığım spor salonundaki dolabıma koydum. | Open Subtitles | لقد وضعته في خزانتي في مدرسة الكونج فو , حيث أعمل معلمة |
Bunu bilmeliyim çünkü orta okuldayken sınıf başkanıydım ve arkadaşlarım sürekli dolabıma salata dökerlerdi. | Open Subtitles | كان يجب أن أعرف ,كنت مسؤولة النظام في المدرسة و كان الطلاب يقذفون سلطة البيض داخل خزانتي بشكل مستمر |
İşyerimde, herkesin görebileceği bir yerde, sanki senin kız arkadaşınmışım gibi dolabıma böyle bir şey bırakman hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | أنا لا أقدر كائن في مكان عملي و أجد هذه معلقة على خزانتي لكي يطلع عليها الجميع .. مثل أنا صديقتك اللعينة. |
Teneffüste eldivenlerimi almak için dolabıma gittim. | Open Subtitles | نزلتُ من السطح بعد فترة الاستراحة لآخذ قفازاتي من خزانتي |
İnanamıyorum! Evime geliyor, dolabıma saklanıyorsun. | Open Subtitles | لا يصدق تأتين إلى منزلي وتختبئين في خزانتي |
Son sınıflardan bir oğlan yanlışlıkla benim dolabıma not bırakmış, ...orada beni öpeceği yazıyordu. | Open Subtitles | قام أحد الطلاّب القدامى بالخطأ بوضع ملاحظةٍ بخزانتي قائلاً بأنّه سيتودّد إليّ هناك |
Diğer değerli eşyalarımla birlikte dolabıma kilitliyorum. | Open Subtitles | سأضعه في خزنتي مع أشيائي الثمينةِ الأخرى. |
Tekrar dolabıma dönmek zorunda kaldım, bunun için | Open Subtitles | احتجت ان اعود الى دولابي من اجل هذه |
Saat 6'ya kadar dönmezsem okuldaki dolabıma bakın. | Open Subtitles | إن لم أعد فى السادسة ابحثوا عنى فى خزانتى |
Onu alıp kapalı halde dolabıma götürmeni istiyorum. | Open Subtitles | خذيه، لا تفتحيه واجلبيه لخزانتي |
Onları dolabıma koyacağım. Nerede olduklarını bilmeliyim. | Open Subtitles | هذه الأزهار ستكون بخزانتى حتى أعرف مكانهم |
dolabıma dadanacaksa, uğraşması gerekiyor. | Open Subtitles | لو كان سيغزو على خزانة ملابسي فسوف يعمل عليها |