ويكيبيديا

    "dolanıp" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التجول
        
    • يتسكع
        
    • يتجول
        
    • أتجول
        
    • تتجول
        
    • تجول
        
    • تجولت
        
    • يجوب
        
    • يحوم
        
    • يمشون
        
    • يتجولون
        
    • أتجوّل
        
    • يتسللان
        
    • ويسدد
        
    dolanıp insanları çekemezsin, tamam mı? Open Subtitles ولا يمكنك التجول هكذا لتصوير الناس , حسنا؟
    Eğer karanlıklarda dolanıp o zamandan beri bekliyorsa, evrim geçirmiştir. Open Subtitles لو انه يتسكع في الجوار يختبئ في الظل ربما تطور.
    Aklıma gelmişken, ortalıkta dolanıp armonika çalan bir adam gördün mü? Open Subtitles بالمناسبة هل تعلمين اي شئ عن رجل يتجول بالجوار عازفا علي هارمونيكا ؟
    Ben ortalıkta dolanıp adam ve küçük kızları öldürmüyorum, onları gömüp tekrar çıkarmıyorum. Open Subtitles أنا لا أتجول و أقتل الرجال و الفتيات الصغيرات و أدفنهم و من ثم انبش قبورهم بووث؟
    Sen biraz etrafta dolanıp, resmi gösterip ne çıkacağına bir baksana. Open Subtitles ما رأيك أن تتجول هناك بتلك الصور ربما تصل إلى شيء
    Cidden, bu daha sadece kafamda dolanıp duran bir fikirken Open Subtitles بجدّ ما زلت أذكر كيف كان هذا الأمر مجرد فكرة تجول في بالي
    Eminim. Yemin ederim. Kurak yerlerde dolanıp huzur aradım. Open Subtitles أنا متأكدة, أعدك. لقد تجولت عبر الصحراء ولم تجد راحة
    Tamasaburo gençlik arzularıyla tereddüt yaşıyorken Mizunomi Bataklığı'ndan Bunta, Sado çayırlarında dolanıp,... Open Subtitles بينما تاماسابورو متردد بقراره في شبابه بونتا من مستنقع ميزونومي كان يجوب حقول سادو
    Kenar mahallelerde dolanıp sağdan soldan az buçuk haberler topluyor. Open Subtitles يحوم حول الأماكن المشبوهة ليلتقط بعض الأخبار من هنا و هناك
    Bir sürü ölü kardeşin dışarıda dolanıp insanları yediğine gerçekten inanmamızı mı bekliyorsunuz? Open Subtitles هل تعتقد بجدية أن هناك حفنة من القتلى يمشون ويأكلون الناس؟
    Saygısızlık etmek istemem ama o tipler buralarda dolanıp duruyor. Open Subtitles مع الاحترام، إن جاءك حشدٌ من تلك الأشياء يتجولون هنا.
    Sid in etrafında bir süre daha dolanıp onu sinir edebilirsin. Open Subtitles وسوف تكون قادراً على التجول بخفة وبنفس الوقت تغيض سيد لفترة طويلة
    Sen etrafta dolanıp not almak ve şaşkın görünmek dışında ne yapıyorsun? Open Subtitles ماذا تفعل أنت غير التجول وتدوين الملاحظات والتفاجؤ؟
    Etrafta dolanıp insanları kazara uykuya daldıramazsın. Open Subtitles لايمكنك فقط التجول بالارجاء وتضع الناس في ركود عن طريق الخطأ
    Yatakta olman gerekirken ne diye etrafta dolanıp duruyorsun ki? Open Subtitles ظل يتسكع هنا, وهناك, في وقت كان يجب عليه أن يكون في سريره
    Şimdi bir de şu ihtiyar bunak etrafta dolanıp - herkesi benzetiyor. Open Subtitles ذلك اللعين الذي يتسكع ويوسع الجميع ضرباً
    Etrafta dolanıp enerjini harcamanı istemiyorum. Open Subtitles لا أريد لمدربي أن يتجول طوال الليل ، باحثا عن من يريحه
    Bu arada o pislik de sokaklarda dolanıp gençlere daha fazla mal satıyor. Open Subtitles بينما هذا الحقير يتجول في الشوارع و يبيع المخدرات لصغار السن
    * Ve dolanıp, dururken bile* * seni gözümün önünde tutuyorum * Open Subtitles * وحتى عند ما أتجول * * أبقيك على مرأى البصر *
    Maskeyle etrafta dolanıp duruyor bombalamanın hemen ardından tanınmış bir suçluyla köşene çekildin. Open Subtitles إنّك تتجول بقناع يختبىء مع مجرم معروف في في أعقاب سلسلة من التفجيرات
    Onlar olayı unutana dek dolanıp sonra kuyruğunu kıstırıp geri mi döneceksin? Open Subtitles تودّ أن تجول فحسب ريثما تقتنع بأنّهم تغاضوا عمّا جرى وعندئذٍ تعود زاحفًا إليهم؟
    Ahbap, eğer gecekondularda, sokaklarda şapkalar ile dolanıp, Open Subtitles يا صاح, بالضواحي الفقيرة إن تجولت بالشارع بمضرب كرة القاعدة
    Victor öldürüldüğü gecede sıkışıp kaldı, hala orada, her gece bataklıkta dolanıp babasını bulmaya çalışıyor. Open Subtitles رجل عالق في الليلة التي قتل بها ما زال في الخارج يجوب المستنقع في كل ليلة محاولاً إيجاد والده
    Değirmenin orada bir çakal dolanıp duruyor. Open Subtitles -هناك ذئب يحوم في المكان عند الجانب الأخر من الطريق عند الطواحين
    Okyanuslar zamanında bizim aramızda dolanıp bize rehberlik ederlerdi. Open Subtitles في زمن المحيطات, كانوا يمشون بيننا ويرشدوننا يجب علينا ان لا نستاء
    Bu dünyada hala vampirler dolanıp duruyorlar. Open Subtitles ما زال مصاصو الدماء يتجولون في هذا العالم
    Bu meslekte... ilerleyince, yıllardır etrafta dolanıp duruyorum kafamın içinde en yüce büyülerden biriyle. Open Subtitles عندما أتقدّم في الحرفة! كنت أتجوّل هنا لسنوات مع واحدة من أعظم التعاويذ في رأسي!
    Etrafta dolanıp duran iki Twinkie hırsızı varken nasıl uyuyabilirim? Open Subtitles كيف لي أن أنام و هناك لصين صغيرين يتسللان في الغرفة
    İşte Brodey, Allen'ın etrafından dolanıp çift elle smaç yapıyor! Open Subtitles وها هو (برودي) يتجنب (ألن) ويسدد الهدف بكلتا يديه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد