| Yazmaya kalksan bir kütüphaneyi dolduracak kadar 800 yıllık macera yaşadım. | Open Subtitles | ثمانمئة عام من المغامرة ما يكفي لملئ مكتبة لو اخترت تدوينها |
| Bu kovaları bilmem kaç kez dolduracak kadar çok. | Open Subtitles | ما يكفي لملئ هذا الدلو مرات أكثر من مقدرتي على العد |
| Tek depoyu dolduracak kadar nakitimiz var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي لملئ خزان الوقود مرّة واحدة |
| Bütün Cheapside'ı dolduracak kadar dayıları olsa da benim için fark etmez. | Open Subtitles | سيكون أمراْ مقبولا للغاية لو ان لديها ما يكفى من الأخوال لملأ الجزء الفقير من البلدة |
| Birkaç kere görmüştüm ama kavanoz dolduracak kadar çoğunu görmemiştim. | Open Subtitles | رأيتها بضعة مرات لكن أبدا بما يكفي لملأ جرة مثل هذه |
| Bir otobüs dolduracak kadar yiyecek bulmam lazım. | Open Subtitles | عليّ أن أجد ما يكفي من .طعام لملأ حافلة مدرسيّة .عُلم |
| Her yıldız bir kum tanesi büyüklüğünde olsaydı, yalnızca Samanyolu 914'e 914 santimetrelik bir kumsalı 91 santimetre derinliğinde dolduracak kadar yıldız barındırırdı. | TED | لو كان كلّ نجم في حجم حبة رمل، فإنّ درب التبانة وحدها عندها عدد كافي من النّجوم لملأ شاطئ أبعاده 30 قدما و ذو عمق 3 أقدام بالرّمل. |
| Senin kardeşim, Versay Sarayı'nın dolduracak kadar saçmalığın var. | Open Subtitles | و أنت يا أخي، لديك خرافات تكفي لملأ قصر (فيرساي) |
| Sen ise, kardeşim, Versailles sarayını dolduracak kadar zırvalıyorsun. | Open Subtitles | لديك قلب و أنت يا أخي، لديك خرافات تكفي لملأ قصر (فيرساي) |
| Pelant'ın odamızı dolduracak kadar kullandığı sevo miktarını satan sadece iki lisanslı tedarikçi var. | Open Subtitles | هناك مزودان إثنان لهما رخصة لبيع كمية الغاز الذي إستعمله (بيلانت) لملأ غرفة نومنا. |