Ve sonuna geldiğimizde, bütün seyirciler hep beraber nefes verdi ve bazı insanlar da resmen ağladı ve sonra da oditoryumu huzurlu bir alkış patlamasıyla doldurdular. | TED | وعندما فعلنا، تنفس كل الحضور جميعاً الصعداء، حتى أن البعض منهم بكى، بعدها ملؤوا القاعة بقنبلة مسالمة من التصفيق. |
Ve Tavşan dostları ile birlikte ülkeyi tekrar harikalarla doldurdular. | Open Subtitles | وسويّةً برفقة أصدقائهما الأرانب ملؤوا الأرض بالعجائب ثانية |
Kafasını kendi sözde ideolojileri ile doldurdular. | Open Subtitles | لقد ملؤوا رأسه بالمفاهيم اللاواعية |
Kendi hatalarıyla seni doldurdular ve bazı hataları da sadece sana özel olarak eklediler. | Open Subtitles | يملؤنك بالعيوب التي يحملونها و يضيفون عليها |
Kendi hatalarıyla seni doldurdular ve bazı hataları da sadece sana özel olarak eklediler. | Open Subtitles | يملؤنك بالعيوب التي يحملونها و يضيفون عليها |
# Dereyi çöp ve çamurla doldurdular # | Open Subtitles | ♪ ملؤوا النهر بالقذارة والنفايات ♪ |