| Bana eşiyle sevişmenin boş bir kuyuyu doldurmaktan farksız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنّ .ممارسةالجنسمعهامثل . محاولة تعبئة رغبة فارغة |
| Son görüşmemizden beri kalbini... nefretle doldurmaktan başka bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لمْ تنجزي شيئاً سوى تعبئة قلبك بالكراهية مُذ رأينا بعضنا |
| Babanın yerini doldurmaktan fazlasını yaptığını düşünüyorum, anlıyor musun? | Open Subtitles | أعتقد بأنك تقوم بأكثر من تعبئة حذائه) = إرضاءه, حسناً؟ ) |
| Eminim ki Ajan Nathan Cley boşlukları doldurmaktan memnun olacaktır. | Open Subtitles | حسنا ، انا متأكد ان العميل نيثان كلاي سيكون اكثر من سعيد لملىء الفراغات |
| Ajan Nathan Cley'in boşlukları doldurmaktan büyük mutluluk duyacağına eminim. | Open Subtitles | حسنا ، انا واثق ان العميل نيثان كلاي سيكون مسرورا لملىء الفراغات |
| Babanın yerini doldurmaktan fazlasını yaptığını düşünüyorum, anlıyor musun? | Open Subtitles | أعتقد بأنك تقوم بأكثر من تعبئة حذائه) = إرضاءه, حسناً؟ |