ويكيبيديا

    "doludur" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مليئة
        
    • مليء
        
    • ملئ
        
    • مليئ
        
    • مملوء
        
    • ممتلئ
        
    • مملوئة
        
    • تعج
        
    • ملىء
        
    • مليئةٌ
        
    • مليئه
        
    • ممتلئة
        
    • محشو
        
    • تعجّ
        
    • مليئون
        
    Muhtemelen kurşun ve cıva doludur. Denizdeki tüm zehirler gövdesindedir. Open Subtitles غالباً هى مليئة بالزئبق والرصاص . وكل السموم الموجودة بالبحر
    Hayat sürprizlerle doludur ancak en büyük sürpriz bitmek zorunda olmamasıdır. Open Subtitles الحياة مليئة بالمفاجآت ولكن أعظم المفاجآت أن هذا لا ينتهي ابدا
    Londra'da gece karşıya geçemeyiz. Vahşi köpeklerle doludur. Bizi canlı canlı yerler. Open Subtitles لا يمكننا عبور لندن في الظلام فهي مليئة بالكلاب المتوحشة وستأكلنا أحياء
    Eğer o da bizim gibiyse telefonu köpeğinin fotoğraflarıyla doludur. Open Subtitles حسناً، إذا كان مثل معظمنا، سيكون هاتفه مليء بصور لكلبه.
    kadından doğan insanın günleri sayılı ve sıkıntılar ile doludur. Open Subtitles لرجل ولد من إمرأة خلال عدة أيام و مليء بالمشاكل
    Askeri tarih, küçük kuvvetlerin büyük güçleri yendiği hikâyelerle doludur. Open Subtitles التاريخ العسكرى ملئ بقصص عن قوات صغيرة تهزم قوات كبيرة.
    Bahçeler bu değişim için olan büyülü irfanla doludur. TED الحدائق مليئة بالحكمة السحرية لهذا التحول.
    Fakat bu bakış sık sık tereddütlerle doludur ve karşı tarafa göz atmaktan kendimizi alamayız. TED لكن في كثير من الأحيان، هذه النظرة مليئة بترددنا، ولا يسعنا إلا أن نشيح بنظرنا بعيدًا.
    Granit gibi taşlar kristallerle doludur ama hiçbirinin tanınmış şekli yoktur. TED الصخور كالجرانيت مليئة بالبلورات، ولكن ليس لأي منها أشكالًا محددة.
    Karpanya ormanlarla doludur. Open Subtitles كاربانيا مليئة بالغابات و الغابات مليئة بالغجر
    "İnsan hayatı kısa ve acılarla doludur." Open Subtitles الرجل الذى ولد للسيدة هاث حياته قصيرة مليئة بالمآسى
    Hayat zor seçimlerle doludur. Open Subtitles الحياة مليئة دائماً بإختياراتٍ صعبة, أليس كذلك؟
    Tüm kış boyu, avını yakalamayı bilenler için bu nehir yiyecekle doludur. Open Subtitles طوال فصل الشتاء، نهر مليء بالغذاء لأولئك الذين يعرفون كيفية القبض عليه.
    Tamamen panik ve korku doludur... Ve çölde ağlayan ve feryat eden kadınlar duydum. TED فهو مليء بالهلع والخوف، وكنت سمعت النساء يبكين و ينتحبن في الصحراء.
    Dünya tehlikelerle, hayatımıza engel olmaya veya başarımızı düşürmeye, başarı şansımızı düşürmeye çalışan şeylerle doludur. TED العالم مليء بالمخاطر اليوم، أشياء تحاول تقويض عيشنا تقليص نجاحنا، تقليص فرص نجاحنا.
    Kaçıklarla, canavarlarla, her tip tahtası eksikle doludur orası bilirsiniz. Open Subtitles أنه ملئ بالمجانين والوحوش,خصوصاً ذلك الرجل المجنون كبير السن
    Ayrıca benim kadar iyi biliyorsunuz ki tarih seksi topallarla doludur. Open Subtitles لانك تعلم كما اعلم انا ان التاريخ مليئ بالعرجان الجذابين
    Kadın doğum bölümü mesela, genellikle ıstırap dolu çığlıklar atan hamilelerle doludur. Open Subtitles قسم الأمومة بالتحديد, مملوء بصرخات الألم من قِبَل أمّهات على وشك الولادة
    Hayır, hayır bugün Cumartesi. Orası tamamen doludur. Open Subtitles لا لا لا انها ليلة السبت يا رجل المكان ممتلئ
    Bizim ev, kupa ve ödüllerle doludur. Open Subtitles شقتنا مملوئة ب بالكؤوس والجوائز.
    Deniz seviyesinden 2.700 metre yükseklikteki bu vadinin duvarları eski deniz canlılarının kalıntılarıyla doludur. Open Subtitles جدران هذا الوادي ، 2700 متر فوق مستوى سطح البحر تعج ببقايا مخلوقات بحرية سحيقة
    Gerçek dünya, termodinamik dünya canlıdır çünkü kesinlikle değişimle doludur. Open Subtitles العالم الحقيقي، عالم الديناميكا الحرارية عالم حي، لإنه ملىء بالتغيرات.
    Bekleme odası, iyi haberler bekleyen insanlarla doludur. Open Subtitles غرفة الإنتظار مليئةٌ بأشخاص ٍ ينتظرون الأخبار المفرحه
    Size bir şey söyleyeyim, hayat sorumluluklarla doludur... Open Subtitles دعينى اخبرك بشئ ، الحياه مليئه بالمسؤليات
    Ve sahne: gökyüzü onu oraya taşıyan helikopter filosuyla doludur. TED لذا فالمشهد: السماء ممتلئة بأسطول من الطائرات المروحية التي تحمله.
    doludur. Tek yapman gereken tetiği çekmek. Open Subtitles انه محشو ليس عليك سوى ضغط الزناد
    Vücudumuz lökositlerle doludur: Her bir mikrolitre kanda 4.000-11000 arası lökosit vardır. TED تعجّ أجسامنا بالكريّات البيضاء: فهناك ما يتراوح بين 4000 و 11000 كريّة في كل ميكرولتر من الدم.
    İçleri duygu ve içgüdü doludur, ve hep ne düşündüğünü tahmin ederler. Open Subtitles هم مليئون بالمشاعرِ والغرائزِ و هم خارج حدسك دائماً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد