Donaldson'ın çocuğu umalımda bize daha fazlasını söylesin. Çok iyi. | Open Subtitles | دعونا نأمل الطفل دونالدسون يقول لنا شيئا أكثر من ذلك. |
Donaldson ve ben çok tartışırdık ama onu çok özledim. | Open Subtitles | حسنا، دونالدسون وأنا جادل الكثير، ولكن افتقد له بشكل فظيع. |
Perde kalkmadan önce, ne yapacağımızı Donaldson'a açıklamak için yaklaşık 30 saniyem vardı | TED | فقط قبل ارتفاع الستار، كانت لديّ 30 ثانية لشرح للسيد دونالدسون ما كنّا سنفعل، |
Polisi arayabilirim. Burası Donaldson'ın mülkü, izinsiz giriş yapıyorsunuz yani. | Open Subtitles | يمكنني الإتصال بالشرطة , لمعلوماتكم , هذه ملكية " دونالدسن " , أنتم تنتهكوها |
Bu kısmı kim yapacak, Donaldson veya Sawyer? | Open Subtitles | من الذي يعمل على المخطوطة دونالدسون أو سويار؟ |
Donaldson'ları ara ve bunun benim kararım olduğunu söyle, tamam mı? | Open Subtitles | اتّصل بعائلة دونالدسون وأخبرهم أنه كان قراري، حسناً؟ |
Aile geçmişin, Donaldson'larla olan geçmişin ayrılıklar konusundaki endişelerin. | Open Subtitles | تاريخ عائلتك تاريخك مع عائلة دونالدسون قلقك الشديد بسبب الانفصال |
İhtiyar Donaldson bana "Walter, aramızda bir Judas var" dedi. | Open Subtitles | قال الرجل الكبير من عائلة دونالدسون "والتر، هنالك خائن بيننا" |
Sadece onlar değil. Arthur Donaldson, nerede o? | Open Subtitles | إلا أنهم ليسوا كذلك أرثر دونالدسون,أين هو؟ |
Donaldson davasındaki dedektifi buldum. | Open Subtitles | أين أنت بحق الجحيم؟ وجدت المباحث في حالة دونالدسون. |
Bence Donaldson'ın bu işte sandığımızdan daha fazla rolü var o yüzden oğlunu hastanede ziyarete gidiyorum, birkaç saate dönerim. | Open Subtitles | ؟ أعتقد دونالدسون لديها الكثير علاقة مع هذا مما كنا نظن، لذلك أنا ستعمل الذهاب لرؤية ابنه في مستشفى للأمراض النفسية، |
Belki Donaldson'ın duylarını yararlı bir şey söyleyebilecek duruma getirir. | Open Subtitles | قد تساعد دونالدسون يعود إلى رشده طويلة بما يكفي لنقول شيئا مفيدا. |
Adım John Donaldson. | Open Subtitles | كنا على وشك لمشاهدته. اسمي جون دونالدسون. |
Donaldson bu işi basına taşırken onu yüreklendiren oydu arkasında duracağına söz vermişti. | Open Subtitles | وكان هو الذي شجع دونالدسون لنشر، وعد بأنه سيكون العودة مزاعمه. |
Donaldson Tanrı'nın yerinde saklandığını söylemişti. | Open Subtitles | دونالدسون لم نقول كان يختبئ في مكان الله. |
Donaldson sırrın bir kabartmada yattığını söylemişti. | Open Subtitles | قال دونالدسون والجلود سرية وراء الإغاثة. |
Görünüşe göre Donaldson neredeyse buluyormuş. | Open Subtitles | يبدو دونالدسون حصلت تقريبا على ذلك الحق. |
"Ama bu olay sadece Donaldson, müşterilerine değer verdiği için olmuştur. | Open Subtitles | لكنالحادثةوقعتلأن أولويتناالأولىهيالعنايةبالزبون فيمتجر" دونالدسن" |
Bay Donaldson'ın dünyası eskidi, benimki gibi. | Open Subtitles | كبير عائلة الدونالدسون يعيش في الحياة القديمة، مثلي |
- Donaldson'da müşteri şikayetleriyle müdür yardımcısı ilgilenir. | Open Subtitles | - " في " دونالسن ... مساعد المدير يتعامل مع شكاوي الزبائن |
Donaldson'un dostu Yellowstone'a yeni bir banka açıyor. | Open Subtitles | -في القضبان . صديق لــ"دينلسون" سيفتتح بنـكاً جــديــداً فـي "يلوســتون". |
Donaldson Harrison's Inn'de görülmüş. | Open Subtitles | ل دونالدز في نزل هاريسون |