dondurmacıya gidiyormuş. Seni de götürmek istiyor. | Open Subtitles | انه ذاهب الى متجر المثلجات يريد ان يأخذك معه |
dondurmacıya gidiyormuş. Seni de götürmek istiyor. | Open Subtitles | انه ذاهب الى متجر المثلجات يريد ان يأخذك معه |
Düşünüyorum da, dönüş yolundaki dondurmacıya bir uğrayabiliriz. | Open Subtitles | . . أتعلم , كنت أفكر في هذا يمكننا أن نعرج على متجر المثلجات أثناء عودتنا |
Dondurmalı pasta için yanıyorum ama kimse dondurmacıya gidip alınabilenlerden değil. | Open Subtitles | أنا حقاً أريدُ كعكة الآيس كريم ولكن ليس ذلك النوع الذي تحصلين عليه في محل الايس كريم |
Sıradan ama havalı olan bir şey mesela tesadüfen dondurmacıya rastlamak gibi. | Open Subtitles | شي عابر , لكن جيد مثل ان اذهب لمحل الايس كريم في الصدفه |
Onu dondurmacıya götürdüğü zaman da öyle. | Open Subtitles | . و اخرجها من اجل المثلجات . لأنها ارادت منه ذالك |
- Bumpty beni dondurmacıya gitmek için davet etti. - Bende bir keresinde babanla dondurmacıya gitmiştim. | Open Subtitles | لقد دعاني بامبتي اليوم للخروج وشراء المثلجات لقد فعلناها مره من قبل أنا ووالدك |
- Bumpty beni dondurmacıya gitmek için davet etti. - Bende bir keresinde babanla dondurmacıya gitmiştim. | Open Subtitles | لقد دعاني بامبتي اليوم للخروج وشراء المثلجات لقد فعلناها مره من قبل أنا ووالدك |
Belki şu yeni ünlü dondurmacıya gidebiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع الذهاب لمتجر المثلجات الرائج الجديد |
Bir de, dondurmacıya gittiğimiz zaman vardı. | Open Subtitles | وهناك تلك المرة عند متجر المثلجات |
Babacığım! Hadi dondurmacıya gidelim! | Open Subtitles | أبي, لنعمل مكان لصنع المثلجات الآن |
dondurmacıya giden yol bu mu? | Open Subtitles | هل هذا طريق متجر المثلجات ؟ |
dondurmacıya ne zaman mozaik pasta geleceğini öğrenmeliyim. | Open Subtitles | أحتاج أنّ أعلم ، متي سيحصل متجر المثلجات علي المزيد من (روكي رود)؟ |