ويكيبيديا

    "dondurmayı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المثلجات
        
    • البوظة
        
    • الآيس كريم
        
    • الآيسكريم
        
    • مثلجات
        
    • تجميد
        
    • الأيس كريم
        
    • الايسكريم
        
    • آيس كريم
        
    • بتجميدة
        
    • للمثلجات
        
    • المُثلجات
        
    • آيسكريم
        
    • البوضة
        
    • أيس كريم
        
    Ben de şuradaki bir kâse Dondurmayı 2 aydır bekliyorum. Open Subtitles حسنٌ .. إنني أنتظر منذ شهرين لتناول طبق المثلجات ذاك
    Sen Dondurmayı şimdi mi yemek istiyorsun? Dondurmayı akşam mı yemek istiyorsun?" TED هل تريدي أن تأكلي المثلجات الآن؟ هل تريدين أن تأكلي المثلجات الليلة؟"
    Bak gerçekten, gerçekten özür dilerim. Ama şu an ayakkabındaki Dondurmayı yalamam gerekiyor. Open Subtitles أنا في غاية الأسف ، الآن دعني أزيل هذه البوظة من على حذائك
    İyi. Devam et ve bu Dondurmayı bitirene dek bu şekilde konuş. Open Subtitles حسناً ، تحدث بهذه الطريقة فقط حتى ننتهي من تناول الآيس كريم
    Lütfen şu Dondurmayı şu anda yeme. Tamam başlıyoruz, hadi duyalım. Open Subtitles من فضلك لا تأكل هذ الآيسكريم الآن حسنًا، هانحن ذا دعنا نسمعها
    Babam evde!" Ve sonra, güreşiyoruz, kaleler yapıyoruz ve ateş etrafında oturup koca bir Dondurmayı bitiriyoruz. Open Subtitles لقد جاء ابى وبعد ذلك العب معهم لعبة بناء الحصون ونجلس بجوار المدفئة نأكل مثلجات
    O yüzden hormon almaya başladım ve yumurtalarımı Dondurmayı düşünüyorum. Open Subtitles لقد بدأت في اتخاذ الهرمونات والآن أنا على النظر في الواقع تجميد بيض بلدي.
    Babam Dondurmayı çok severdi, onu elde etmek için herşeyi yapardı. Open Subtitles أبي يحب الأيس كريم جدا. يمكن أن يفعل يشيء ليحصل عليه.
    Bir top Dondurmayı havaya fırlatır, yüksekliği ve hızı ayarlardım ve-işte! Open Subtitles كنت أرمى مغرفة من المثلجات عالياً فى الهواء و بسرعة
    Dondurmayı verandaya getireceğim. Orası daha serin. Open Subtitles سأسكب المثلجات و أقدمها على الشرفة الطقس أبرد في الخارج
    Tamam, Dondurmayı boş ver. Videocuya uğrayalım yeter. Open Subtitles حسناً، انس امر المثلجات لنذهب لمتجر تأجير الأفلام
    Dondurmayı çöp kutusuna dökerken ondan nefret ettiğini söyle. Konuş onunla. Open Subtitles بينما تغرفون البوظة في سلة المهملات أخبروها كم تكرهوها ، تحدثوا إليها
    Bu dükkandan bir milyonuncu külâh Dondurmayı siz aldınız. Open Subtitles تهانئي، اشتريت لتوك مخروط البوظة رقم مليون الذي باعه المتجر
    Onu serbest bırakırlarsa, Dondurmayı bırakacağıma yemin ettim. Open Subtitles تعهدت بالتخلي عن البوظة لو قاموا بإطلاق سراحه
    İnsanlar yeni şarkınızı beğenecek mi veya hangi Dondurmayı alacağınızı da sorabilirsiniz. TED أو قد تساله إذا ما كان الناس سيحبون أُغنيتك التالية، او نكهتك التالية من الآيس كريم.
    Bakıyorum yine Dondurmayı unutmuşsun. Open Subtitles أنا أعمل، وأجني مالاً نسيت الآيس كريم ثانيةً
    Ama pastayı ısıtın. Dondurmayı üstünde değil yanında istiyorum. Open Subtitles لكنّي أريد الفطيرة ساخنة وأريد الآيس كريم جانباً
    Bana en çok sevdiğim Dondurmayı sormak gibi bir şey bu. Open Subtitles حسناً، إن هذا سؤال بسيط مثل ماهو الآيسكريم المفضّل لدي؟
    Ve şu vanilyalı Dondurmayı bir türlü beynimden çıkaramıyorum. Open Subtitles ولا يمكننى ان اخرج مثلجات الفانيليا من عقلى
    Biraz tuhaf. Cesedi Dondurmayı göze almak ve sonra da bir yere atmak... Open Subtitles إنّه غريب نوعاً ما، تكلف عناء تجميد جثة ومن ثم رميها.
    Çünkü bilirsin, Dondurmayı yersin ve çok seversin, sonra çubuğu boğazına sıkışır? Open Subtitles لإنك تأكل الايسكريم وانت تحب ذلك كثيراً وبعد ذلك تبقى ممسكا بالعصا ؟
    Ayrıca bütün şekersiz naneli Dondurmayı bitirdi. Open Subtitles وقد أكل علبة كاملة من آيس كريم نعناع خالٍ من السُّكر
    Neden Dondurmayı denemiyorsunuz onu? Open Subtitles ولماذا لا تقومون بتجميدة ؟
    Dondurmayı çift plastik poşete koymasını istediğimde o suratını bir görmeliydiniz. Open Subtitles كان يجب أن ترو وجهها عندما طلبت منها تغليفاً مضاعفاً بالبلاستيك للمثلجات خاصتنا
    Dondurmayı dört dakikada getiren asker bu. Open Subtitles هذا الشخص الذى أوصل ! المُثلجات فى 4 دقائق فقط
    Sanki karamelli Dondurmayı çilekli kremayla karıştırıp okyanusa katmışlar. Open Subtitles يشبه آيسكريم الكراميل مع خيوط الفراولة الممتزجة به والذي يذوب في المحيط مباشرة.
    Sen Nate'in istediği ve elde edemediği tek şeysin, diyet gibi düşün yıllar süren açlıktan sonra, önüne Dondurmayı dayarsan, korkacak ve Dondurmayı sevmediğini hatırlayacak. Open Subtitles أنت الشيء الوحيد الذي لطالما بغاه (نايث) ولم يحققه مثل الحمية بعد سنوات من الجوع، لا تدعيه ببساطة يلتهم البوضة
    Her neyse, bu yaşlı bayan için bir dondurma alıyorum ve tam ona uzatırken, Cleatis kolumdan tutar, lanet şeyi bana fırlattırır ve bana ne kadar Dondurmayı ziyan ettiğimi söyler. Open Subtitles كنت أحضر أيس كريم للسيدة العجوزة و عند تسليمي لها كليتيس شدني من ذراعي و جعلني أرميه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد