Evime gelmenize gerçekten gerek yoktu. Kardeşinizin dul eşini dün gece sokakta tek başına dışarıda dolaşırken bulduk. | Open Subtitles | وجدنا أرملة أخيك، تجول هائمة وحيدة، بوقتٍ متأخرٍ من اللّيل. |
Ben Frank Bova'nın dul eşini ziyaret etmek için Great Kills'e gideceğim. | Open Subtitles | " سوف أزور أرملة " فرانك بوما " و " غريت كيلز |
Cody'nin dul eşini bul. Yazmaktan iyidir. | Open Subtitles | "أشترى تذكرة إلى "دالاس أذهب لرؤية أرملة "كـودى" , أفضل من المراسلة |
Foster'ın dul eşini arayıp katili serbest bırakmak zorunda olduğumu söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنا نداء gotta رون يتبنّى أرملة ويخبر ها بأنّني gotta يدور قاتله يطلق. |
Bugün en iyi arkadaşımın dul eşini aradım ve tek çocuğunun öldüğünü haber verdim. | Open Subtitles | كان علي اليوم أن أتّصل بأرملة أعز صديق لي و أخبرها أن ابنها الوحيد قد مات |
Hatırı sayılır adamlarımdan birinin dul eşini üzüyorsun. | Open Subtitles | أنت تزعج أرملة لإحدى رجالي الموقرين |
Dur tahmin edeyim, Insko'nun dul eşini ziyaret edeceksin. | Open Subtitles | دعني أحزر , سوف تزور أرملة " إينسكو " ؟ |
Reginald, Frederick Vernon'un dul eşini tanıştırayım. | Open Subtitles | (ريجينالد)، أقدم لك الليدي (سوزان) أرملة (فريدريك فيرنون) |
Cody'nin dul eşini ve çocuğu diyorum. | Open Subtitles | أرملة "كــودى" , أعنى والطفل |
Kramer'in dul eşini ziyaret ettim. | Open Subtitles | لقد عدتُ للتو من أرملة (كريمر) |
Suzuki'nin dul eşini aradım. | Open Subtitles | اتصلت بأرملة (سوزوكي) |