Vuran kişi hiç uyarı vermiyor, Dunning'e ofiste ne yaptığını sormuyor. | Open Subtitles | القاتل لم يعطيه تحذير لم يسأل داننيج ماذا يفعل في المكتب |
Dedektif Dunning'in yüzbaşısını çeteye baskın yapmaya kışkırttığı zamanlarda Farris'in bilgisayarında çeteye karşı bol miktarda kanıt olduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | من قبل عندما كان المحقق داننيج يحث النقيب الخاص به إلقاء القبض علي العصابه اصر هو ان الكومبيوتر الخاص بفاريس |
Ya da Dunning'in suç ortağı dikkatler polis baskınındayken Farris'in parasına el koydu. | Open Subtitles | او ان شريك داننيج استخدم هجوم الشرطه كإلهاء لكي يسحب اموال فاريس لنفسه |
Dedektif Dunning'e yaptığın gibi, biz de seni tuzağa düşürebilirdik. | Open Subtitles | كان يمكننا ان نهجم عليك كما هجمتي علي المحقق دانينج |
Son 15 kurbanının 10'u, Angela Dunning'in partilerinde konuktular. | Open Subtitles | عشر من ضحاياه الـ 15 الأخيرين كانوا ضيوف في حفلات أنجيلا دانينج. |
Dunning New York'taki liderleri konusunda köşeye sıkışmış durumda Nicholas Farris. | Open Subtitles | داننيج في صحبه قائد العصابه في نيويورك نيكلوس فاريس |
Eğer Dunning haklıysa, onu ele geçirdiğimizde tedarik zincirini, neferlerini, banka hesaplarını da ele geçirmiş olacağız. | Open Subtitles | اذا كان داننيج صحيح واستطعنا انا نحصل علي الجهاز سنتستطيع ان نجد الموردين والمجندين والحسابات البنكيه |
Aslına bakarsan, Dunning o bilgisayarı hiç kontrol edemedi. | Open Subtitles | لذا داننيج لم يجد فرصه لكي ينفقد الكومبيوتر |
Dunning'e bilgisayardaki dosyaları bir flaş sürücüye kopyalaması ve sağ salim kaçması için zaman kazandırmalıyız. | Open Subtitles | نحن فقط نريد الوقت الكافي لك يدخل داننيج وينقل الملفات علي هارد متنقل ويخرج وراسه ماذالت متصله بجسده |
Bir saat sonra Staten Island'da Dedektif Dunning'le buluşacağım. | Open Subtitles | ساقابل المحقق داننيج علي جزيره ستاتن بعد ساعه |
Farklı güzergahlar kullanarak Dedektif Dunning'in çetenin üssünü ne kadar zamanda kat edeceğini anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لكي افهم كم سيتغرق المحقق داننيج لكي يعيق قائد العصابه |
Dedektif Dunning'in benim kadar hünerli olmasını beklemek mantıksızca olur ben de hızını ölçmenin en iyi yolunun bu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | انه غير منطقي توقع المحقق داننيج ان يكون بارع مثلي لذا رأيت انه من الافضل ان اجربك |
Dunning'ten gelen bilgiden fark ettim ki çete üssünde çarşambaları köşedeki striptiz kulübünde verilen bedava öğle yemeği ile aynı zamana rastlayan ciddi bir adam eksikliği var. | Open Subtitles | انا ايضا لاحظن من معلومات داننيج انه يوجد تراجع في عددهم داخل مقر العصابه |
Görebildiğimiz kadarı ile, Dunning bilgisayarın peşinden kendisi gidiyor. | Open Subtitles | اقصي ما نستطيع قوله ان داننيج تفقد الكومبيوتر وحده |
Eğer Dunning'in gerçeği söyleyip söylemediğini soruyorsanız, cevap evet. | Open Subtitles | اذا كنت تسأل هل كان دانينج يقول الحقيقه عن الكومبيوتر فلقد كان محق |
Farris'in bilgisayarının nasıl şifrelendiğine bakarsak Dunning bilgileri bulup çıkarmak için bir uzmana ihtiyacı olduğunu biliyor olmalı. | Open Subtitles | وبوجود شفرات علي كومبيوتر فاريس دانينج كان يعلم انه يحتاج الي خبير ليخرج له البيانات |
Eğer Dunning içeriye bir uzman soktuysa ve onca zaman varken bilgisayarı niye götürme ihtiyacı hissetti neden sadece dosyaları kopyalamadı? | Open Subtitles | اذا كان يستطيع دانينج ادخال خبير ولكل هذا الوقت لماذا يريد ان يخرج الكومبيوتر |
Dunning ve Hagen başka yerde bu ofisin tıpatıp aynısını yaptılar. | Open Subtitles | إذا دانينج وهيجن بنيا شبية تماما للمكتب في مكان أخر |
Dunning'in banka hesaplarını ele geçirmek için kendi cinayetini sahnelediğini ve sonra da suç ortağı tarafından öldürüldüğünü duydum. | Open Subtitles | انا انا سمعت ان دانينج زيف موته لكي يصل إلي الحسابات البنكية ثم قتلة شريكه حقا؟ |
Dunning'e göre bütün iş kayıtlarını bilgisayarında tutuyor. | Open Subtitles | طبقا لداننيج انه يحفظ تسجيلات لكل العمليات علي جهازه الحاسوب |
Kurucusu yazar Peter Dunning de dahil. | Open Subtitles | -استمع لهذا بالإضافة لمؤسسه، المؤلف (بيتر داننغ) |
Psikologlar Dunning ve Kruger bu etkiyi ilk olarak 1999'da ortaya koydu, belli alanlarda bilgi ve yetisi eksik olan insanların iki durumdan muzdarip olduklarını açıkladılar. | TED | عندما وصف الطبيبان النفسيان "دانينغ" و"كروجر" التأثير لأول مرة في 1999 تناقشا في أن الأشخاص الذين يعانون من نقص في المعرفة والمهارات في مجالات معينة يعانون لعنة مضاعفة. |