ويكيبيديا

    "duruyorlar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يقفون
        
    • يتوقفون
        
    • يستمرون
        
    • يبدون
        
    • واقفون
        
    • يبقون
        
    • يواصلون
        
    • ينفكون
        
    • واقفين
        
    • مازالوا
        
    • ظلّوا
        
    • تنفكان
        
    • يستمرّون
        
    • يقفان
        
    • يظلون
        
    Bence, tenis temelde pin-pong'dur ama burada oyuncular masanın üstünde duruyorlar. Open Subtitles أعتقد أن التنس هو كرة طاولة، ولكن اللاعبون يقفون على الطاولة
    Uçurumun tam kenarında duruyorlar. Tek yapmamız gereken onları aşağı itmek. Open Subtitles إنهم يقفون على حافة الخسارة كل ما يجب علينا أن ندفعهم
    Golf arabasıyla yaşlı insanların evinin önünde duruyorlar. Open Subtitles يتوقفون بعربات الغولف أمام منازل المسنين
    Kendi bölgeleri olmadığını söyleyip duruyorlar sonra silahlanıp adamlarını yolluyorlar. Open Subtitles يستمرون بالقول أنها ليست منطقتهم، ثم يرسلون رجالهم إليها ؟
    Yani sonuçta bebeklere üstün körü bakacak olursanız baya yararsız duruyorlar. TED فرغم كل شىء، لو أنك نظرت إلى الأطفال في ظاهرهم، فهم يبدون بلا فائدة.
    O havuz temizleyiciler tam 4 saattir orada duruyorlar. Open Subtitles منظفو حوض السباحة واقفون بالخارج منذ 4 ساعات
    Geride duruyorlar. Kendi çalışanları büyük ihtimalle kim olduklarını bilmiyordur ama varlar. Open Subtitles يبقون متخفيين، حتى موظفوه لا يعرفون أنهم هناك على الأرجح، لكنهم هناك
    Uçurumun tam kenarında duruyorlar. Tek yapmamız gereken onları aşağı itmek. Open Subtitles إنهم يقفون على حافة الخسارة كل ما يجب علينا أن ندفعهم
    Evet ama silah aradıkları yerde değil. Hepsi boş bir hangarın önünde duruyorlar. Open Subtitles إنها ليست بالموقع الذي يعتقدون بأنها موجودة إنهم يقفون جميعاً أمام حظيرةٍ فارغة
    Şimdi sorulması gereken soru şu; neden ellerinde kitaplarla orada duruyorlar? TED إذا السؤآل هو، لماذا يقفون هناك وهم يحملون الكتب؟
    Saçlarını yapıştırıp orda öylece ayakta duruyorlar sadece hafta sonuna kadar saniyeleri sayıyor, böylece balerine gibi giyimek için yerde dörtde Open Subtitles يقفون هناك بتسريحات شعرهم المثبته يعدون الدقائق حتى الاجازه الاسبوعيه حتى يتأنقون مثل راقصات الباليه
    - Ya da yolda beslenmek için duruyorlar. Söylemek istediğim, gidişatları tahmin edilebilir. Open Subtitles أو لأنهم يتوقفون لتناول الطعام فى الطريق الفكرة هى ، إن تحركهم يمكن توقعه
    BU KIZ DA CİDDEN FACEBOOK SAPIĞI Ha bire mesaj atıp duruyorlar. Open Subtitles يبدو أنّهم لا يتوقفون عن إرسال الرسائل النصيّة.
    Varış; 60 saniye. Sizi sorup duruyorlar. Open Subtitles وقت الوصول المقدر 60 ثانية إنهم يستمرون فى طلبك.
    Aynı şeyi boyna gösterip duruyorlar. Open Subtitles أنهم يستمرون في عرض نفس الشئ مراراً و تكراراً
    Beni deli ediyor. Aynı mezar taşı gibi duruyorlar. Open Subtitles يعطينى الزواحف يبدون مثل بلاطات فى مقبرة
    Acınası duruyorlar. Onlarla konuşabiliriz bence. Open Subtitles يبدون مُثيرون للشفقة أراهن على قدرتي للتحدث معهم
    Onların geldiğini hiç görmüyorsun, fakat aniden yanında duruyorlar sanki zamanın başlangıcından beri oradalar. Open Subtitles طريقتهم عندما لا تراهم قادمون فجأة تجدهم واقفون بجوارك ... كما لو أنهم هناك منذ
    Oldukça uzakta duruyorlar, binden daha azdan onlarca bin hayvana çoğalan bu diğer şeylerden dolayı. TED إنهم يبقون بعيداً جداً لأن بقية الحيوانات قد تضاعفت من أقل من ألف إلى عشرات الألوف من الحيوانات.
    Hayır. aynı şey hakkında yazıp duruyorlar. Open Subtitles كلا، إنّهم يواصلون مُراسلتي حول نفس الموضوع
    - Bana geleceklerinin Kaliforniya'da olduğunu söyleyip duruyorlar. Open Subtitles لا ينفكون بإخباري أن مستقبلهم في كاليفورنيا.
    Baksanıza nasıl duruyorlar. Gidecek hiçbir yerleri yok. Open Subtitles انظروا إليهما وهما واقفين هناك، ولا مكان ليقصداه
    Hala dışarıda dolaşıyorlar... ama ağaçalrın orada duruyorlar ve mesafelerini koruyorlar. Open Subtitles مازالوا يلتفون حولنا ولكنهم يحافظون على المسافه داخل حدود الاشجار
    Bir başka çok satan kitap olacağını söyleyip duruyorlar. Open Subtitles ظلّوا يقولون أنّه سيصبح كتاباً آخراً من الأفضل مبيعاً.
    Onları geri aldığımdam beri.... ... Seline'i sorup duruyorlar. Open Subtitles كلّا، لا تنفكان تسألان عنها من استعدتهما.
    Bana üstlerim bunu söyleyip duruyorlar. Open Subtitles ذلك ما يستمرّون بإخباري به في المقر افهمهم
    Birlikte duruyorlar ve grubun geri kalanını temsil ediyorlar: ''Birlikteyiz. Hep beraberiz.'' TED وهما يقفان معاً ليثبتان لبقية الجماعة، "نحن معاً، نحن وحدة".
    Ama aynı şeyi tekrar edip duruyorlar: "Amerika siyah bir başkana hazır mı? Open Subtitles لكن يظلون يقولون الشيء نفسه هل " أمريكا " مستعدة لرئيس أسود ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد