Amiral, sesinizi duyduğum için ne kadar memnun olduğumu anlatamam. | Open Subtitles | أدميرال لا يُمكننى إخبارك كم أنها سعادة حقيقية لسماع صوتك |
Bayan, bunu duyduğum için gerçekten çok üzgünüm; ama gecenin yarısı oldu. | Open Subtitles | حسناً سيدتي, آسف جداً لسماع ذلك لكنّنا في منتصف الليل |
Şu Fransızın ziyaretinden sonra, bunu duyduğum için rahatladım. | Open Subtitles | أنا مسرور لسماع ذلك ، بعدما قام بزيارتك ذاك الفرنسي. |
Bazen sırf harika banyoları olduğunu duyduğum için hafta sonları otellerde kalıyordum. | Open Subtitles | أحياناً كنت أبقى في الفندق في العطلات فقط لأنني سمعت بأن لديهم حمامات رائعة |
Nutuk çekmekte ne kadar güzel olduğunu duyduğum için sana geldim. | Open Subtitles | جئت إليك لأنني سمعت أنك جيد في ايصال الرسائل |
Bunu duyduğum için mutsuz oldum diyemeyeceğim. | Open Subtitles | لا أستطيع إجفاء سعادتي لسماعي ذلك الأمر |
Bu arada, tatilde olduğunu duyduğum için memnunum. | Open Subtitles | على أيةٍ حال ، أنا سعيدة لسماع أنه في عطلة |
Zamanlamada olan karışıklığı duyduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | حسناً,آسفة لسماع انكى تعانين من لخبطة فى الجدولة |
Vay, duyduğum için üzüldüm, dostum. Hayır. Önemli değil. | Open Subtitles | ـ ياللهول، آسف لسماع هذا، يا رجل ـ كلا، لا بأس، أنا بخير |
Ve bu yüzden sonunda Başkan Obama'nın çıkıp (Alkışlar) desteklediğini -- (Alkışlar) gay evliliğin eşitliğini desteklediğini söylemesini duyduğum için mutluyum. | TED | لذلك كم أنا سعيدٌ لسماع الرئيس أوباما يخرج للعلن أخيراً ويقول (تصفيق) أنه يدعم -- (تصفيق) أنه يدعم المساواة في الزواج. |
Bunu duyduğum için incindim Bay Smith. | Open Subtitles | أنا مظلوم لسماع ذلك، السّيد سميث. |
Müsait olduğunu duyduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | . أوه ، أعتذر للغاية لسماع أنك متاح |
duyduğum için üzüldüm. Berbat bir şey, adamım, üzgünüm. | Open Subtitles | ـ آسف لسماع هذا ـ هذا سيء يا رجل، آسف |
Hanna aradı ve ben de onun sesini duyduğum için mutlu oldum. | Open Subtitles | هانا اتصلت وكنت سعية لسماع صوتها |
Bunu duyduğum için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لسماع هذا |
Bunları senden duyduğum için çok memnunum. | Open Subtitles | مسرور لسماع كنت أقول أن. |
Sorun yaşadığınızı duyduğum için ikinizi birden çağırdım. | Open Subtitles | لقد استدعيت كلاكما لأنني سمعت أنكما تفتعلان المشكلات |
Tekinsiz bir yer olduğuna dair hikayeler duyduğum için evi kiraladım. | Open Subtitles | انا استأجرت المنزل، لأنني سمعت قصص عنه |
Buraya yardıma ihtiyacınız olduğunu duyduğum için geldim. | Open Subtitles | و أتيت... لأنني سمعت أنك بحاجة للمساعده. |
Babanın Alzheimer olduğunu duyduğum için üzgünüm, Tuck. | Open Subtitles | آسف لسماعي بخصوص آلزهايمر لدى والدك تاك |
Bunu duyduğum için üzüldüm. Maeby nasıl karşılıyor bunu? | Open Subtitles | آسف لسماعي بشأن هذا كيف تتقبل (مايبي) الأمر؟ |