Duyduğum kadarıyla işler kontrolden çıkmış. Buldukları seni şaşırtmasın. | Open Subtitles | كما سمعت أن الأمور قد خرجت عن السيطرة ، لا تندهش لما سيجدوه |
Duyduğum kadarıyla, çocuk diğerlerinden az ötedeki bir ağaç kovuğunun içinde bulunmuş. | Open Subtitles | كما سمعت المحاسب الطفلة عثر عليها بداخل عربة خشبية مخفية |
Aslında, Duyduğum kadarıyla burada oldukça seviliyormuşsun, öyle mi? | Open Subtitles | في الحقيقه , مما سمعته انت محبوبه جداً هنا , صحيح؟ |
Ancak az önce Duyduğum kadarıyla, ...kız kardeşin problem yaratabilir. | Open Subtitles | ولكن مما سمعت انا خائف من ان تصبح اختك مشكلة |
Duyduğum kadarıyla, annesi de babası da kendi subaylarıyla konuşup savaşı durdurmaya çalışmışlar. | Open Subtitles | ,مثلما سمعت أن كلا من والديه تحدثا إلى زعماءهم لكى يوقفو الحرب بينهم |
Duyduğum kadarıyla, tamir ettiğinden daha fazla yuvayı yıkmış. | Open Subtitles | لقد سمعت أنه خرب منازل كثيره أكثر مما أصلح |
Duyduğum kadarıyla, şimdiden güneyli krallarınızdan daha çok adam toplamış. | Open Subtitles | على ما أسمع أن لديه رجال أكثر مما لدى ملوك الجنوب |
Duyduğum kadarıyla, kalan süresini hastanede geçirecekmiş. Sen mi yaptın? | Open Subtitles | كما سمعت أنه سيقضي بقية مدته تحت الرعاية الطبية، هل كان هذا بسببك؟ |
Duyduğum kadarıyla daha bir yıldır Zhong Du şehrinin başkanıymışsın ve çok şey değişmiş evler ve sokalar daha güvenli hale gelmiş. | Open Subtitles | كما سمعت كنت عمدة تشونغدو فقط في السنة ، وأشياء كثيرة. |
Duyduğum kadarıyla bu bölgenin halkı Stockton'daki kampa sürülmüş. | Open Subtitles | كما سمعت الناس من هذه المنطقة قد سيقوا إلى مخيم في ستوكتون |
Duyduğum kadarıyla Federal Polisler'e kendini Meksika sınırında arattırmışsın. | Open Subtitles | مما سمعته كان المارشالز كانو يبحثون عنك على طول الساحل المكسيكي |
Evet ama Duyduğum kadarıyla asıl kafa yapan ilaçsız doğumun yol açtığı endorfin salgısı. | Open Subtitles | ربما و لكن مما سمعته التخدير الحقيقي يأتي من إندفاع الإندورفين الناتج من الولادة الخاليه من المواد الكيمائيه |
İnsanlardan Duyduğum kadarıyla bunun iyi olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | مما سمعته من الناس فقد أخبروني أنها رائعة |
Duyduğum kadarıyla içinden bir hayaletin geçmesi, eşi benzeri olmayan bir deneyimmiş. | Open Subtitles | لا ، ولكن مما سمعت ، فإن عبور الشبح من خلالك شئ نادر |
Duyduğum kadarıyla sizinki cehennemvari bir havada geçmiş. | Open Subtitles | ولكن مما سمعت فقد كانت مهمتكم في غاية الصعوبة يا رفاق |
İnanmak sana kalmış ama Duyduğum kadarıyla onu azat edip evlenmiş! | Open Subtitles | صدق أو لا ، سمعت أنه قام بتحريرها وتزوجها |
Benim Duyduğum kadarıyla, Peder Nabiyev bir CIA ajanı. | Open Subtitles | من ما أسمع ، الآب نبييف جيد هو وكيل من وكالة المخابرات المركزية . |
Duyduğum kadarıyla insanüstü kuvveti olan bir tek onlar değilmiş. | Open Subtitles | ليسوا من يتمتعوا بقوى خارقة بالنسبة للبشر هنا حسبما أسمع |
Duyduğum kadarıyla, bunu siz istemişsiniz. | Open Subtitles | من ما سمعته فأنك أنت من جلبت هذا على نفسك |
Duyduğum kadarıyla koskoca bir ordu onu durduramadı. | Open Subtitles | بحسب ما أسمعه فإن جيشاً بأكمله لم يستطع إيقافه |
Duyduğum kadarıyla, oldukça da iyiymiş. | Open Subtitles | كان ناجحاً في هذا أيضاً، على حسب ما سمعت. |
Duyduğum kadarıyla dünyanın bir çok yerine gitmişsin... | Open Subtitles | لقد سمعت بأنك قمتى بزيارة معظم أنحاء العالم |
Duyduğum kadarıyla, siz postacılar için çok zor değil. | Open Subtitles | سمعت بأنكم يا معشر سعاة البريد لا تعانون في البحث. |
Bu akşam Hewson adında bir adam, AP zincirinde önemli biridir Duyduğum kadarıyla eski kafalı biriymiş eşiyle şehre gelecek. | Open Subtitles | هذا المساء، رجلٌ يسمّى (هيوسن) ذو منصب "في مجموعة"أب ذو طرازٍ قديم ممّا سمعته |
Ben Gustav, Duyduğum kadarıyla kraliçe arının masaja ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | أنا (غوستاف)، وسمعت أن ملكة النحل في حاجة إلى تدليك. |