Zili duyduğun zaman kafanı döndürüp bakacaksın. | Open Subtitles | عندما تسمع الجرس سوف تُدير رأسك وتنظر للأسفل |
Shangdong durağını duyduğun zaman "ineceğim" demen gerekiyor. | Open Subtitles | عندما تسمع أن تلك هي محطّة تشانغ دونغ، ينبغي عليك القول أنّك ستنزل. |
Ama duyduğun zaman aklına ne Saint-François-d'Assise geliyor ne François Mitterrand... ne de François Mauriac. | Open Subtitles | . لكن عندما تسمع اسمه لا تفكر بالقديس فرانسوا من آسيس، أو فرانسوا ميتيراند، |
Bip sesini duyduğun zaman bil ki motoru kapatıyorlar. | Open Subtitles | عندما تسمع صافرة يعني أنهم سيوقفون المحرك |
Sana söyleyeceğim şeyleri duyduğun zaman, sen de dinlenmediğimizden emin olmak isteyeceksin. | Open Subtitles | عندما تسمع ماعلي قوله ستصبح متأكد من عدم تسجيل المحادثة. |
"Sandalda kal" sözünü duyduğun zaman, sandalda kalırsın. | Open Subtitles | :هناك مقولة فى بلدتى تقول "عندما تسمع كلمة أبقى فى القارب, فيجب أن تبقى فى القارب" |
Sesimi duyduğun zaman, ne dersem onu yap. | Open Subtitles | عندما تسمع صوتي، إفعل كما أقول |
- Seslerini duyduğun zaman bağır. | Open Subtitles | , كلا! إصرخ عندما تسمع الناس و سيأتون لنجدتكَ |
Küçük bir yalan duyduğun zaman, Neyse odur. | Open Subtitles | عندما تسمع كذبة صغيرة هذه ماهي عليه |