Ertesi sabah, kadının komşuları, basına, kadının çığlıklarını duyduklarını, ama müdahale etmediklerini söylediler. | TED | صباح اليوم التالي، أخبر جيرانها الصحافة أنهم قد سمعوا صراخها، ولكنهم لم يتدخلوا. |
Komşular, 10:30 sularında büyük bir patlama sesi duyduklarını söylediler ve polis geldi | Open Subtitles | الجيران يقولون أنهم سمعوا إنفجاراً في العاشرة والنصف هذا الصباح .. الشرطة وصلت |
Komşular inleyen ve ağlayan bir kadının sesini duyduklarını söylüyor. | Open Subtitles | الجيران قالوا أنهم سمعوا إمرأة تئن وتقوم بالعويل بصوت مُنخفض |
Tanrı'nın duyduklarını, duyuyorum. Sanki onun ilahi enerjisiyle bağlantı kuruyorum. | Open Subtitles | اسمع ما يسمعه الرب وكأني أنقل طاقته الإلاهية |
Yani sonuçta baygınken neler duyduklarını kim bilebilir? | Open Subtitles | أعني، تعلمون، من يعرف ماذا يسمعون وهم فاقدون للوعي؟ |
Günah çıkarırken duyduklarını onlara söyleyemez. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يقول لهم ما سمعه فى كرسى الاعتراف |
Bu akşam duyduklarını görmezden gel. | Open Subtitles | تجاهلي كل شيء تسمعينه الليلة |
Pilotlar kontrolü kaybetmeden önce telsizle garip bir ses duyduklarını haber vermişler. | Open Subtitles | أكد الطياران بانهما سمعا صوتا غير مألوف قبل أن يفقدا السيطرة على المروحية مباشرة |
Şimdi Jenny duyduklarını değil gördüklerini anlat. | Open Subtitles | الآن، جيني أريدك تفكري بجديّة أكبر حول ما رأيتيه ليس الذي سمعتيه |
Ml5 aradı ve Libya'lı ajanların Clouseau'ya karşı bir suikast girişimi olacağına dair bir dedikodu duyduklarını söyledi. | Open Subtitles | مليلتر 5 مسمى ومخبر عنه ذلك الوكلاء الليبيين سمعوا إشاعة الذي هناك قد يكون محاولة إغتيال ضد كلوزو. |
Konuştuğumuz bazı Ordu mensupları büyük bir patlama duyduklarını söylediler. | Open Subtitles | العديد من ضباط الجيش الذين تحدثت معهم أخبروني أنهم سمعوا إنفجارات ضخمة |
Kancayı attıktan sonra; firmalar, yazışmalarda Joey Frazier'in demosunu duyduklarını, anlaşmak istediklerini yazsak nasıl olur. | Open Subtitles | ,حسناً. عندما نتقرب منه ..ماذا عن جعل هذه الخطابات تقول أنهم سمعوا شريط جوي فرايزر التجريبي, وأنهم مستعدون للتسجيل له ؟ |
Evet,kaçık bir ortamda bir grup Beatles manyağı Strawberry Fields Forever şarkısında sesi sonuna kadar açarlar ve şarkıda "Ben Paul'u yaktım" diye birşey duyduklarını sanırlar | Open Subtitles | وقد ظنوا أنهم سمعوا شخصاً يقول لقد دفنت بول وبعدها انتشرت شائعة موته في حادث سيارة |
Amcam orada petrol olduğunu söyler dururdu ama ne duyduklarını ya da ne düşündüklerini bilmiyorum. | Open Subtitles | لطالما قال عمّي أنّ هنالك نفط هناك ولكنّي أجهل ما سمعوا أو ما يعتقدونه |
Komşularından birkaçı, iki gece önce... çığlıklar duyduklarını iddia ettiler. | Open Subtitles | زعم بعض الجيران أنهم سمعوا صراخاً قبل ليلتين |
Ayrıntılar net değil ama dışarı çıkan görgü tanıkları silah sesi duyduklarını ve kasa dairesinde bir ceset gördüklerini söylüyor. | Open Subtitles | الذين خرجوا بأنهم سمعوا صوت طلق ناري وبعدهارأواجثّةملقيةعلىالأرضفيالخزينة |
Diğerlerinin duyduklarını senin görebildiğini biliyorum. Ve çok daha fazlasını hissedebildiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه يمكنكِ رؤية ما يسمعه الآخرون وأنكِتشعرينبهم،والكثيرجداً.. |
Duvarların arasından çocuk inlemeleri duyduklarını sandılar. | Open Subtitles | ظنوا بأنهم يسمعون صراخ الاطفال من الجدران |
Bunu bir süre yapıyoruz ve sonra dinleyen kişi duyduklarını özetliyor. | Open Subtitles | سنقوم بهذا لبرهة من ثم الشخص المصغي سيلخص ما سمعه |
Lydia, senin duyduklarını başka birinin duyduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ليديا) , أنا لست واثقاً بأن أحداً) يمكنه سماع ما تسمعينه |
Bayan Everson dışarıda bir gürültü duyduklarını söyledi. | Open Subtitles | -السيدة (إيفرسون) قالت أنهما سمعا ضجا خارج المنزل |
Bu sabah duyduklarını kimseye anlatmayacağından emin olmam gerek. | Open Subtitles | أريد أن اتأكد من إنكِ لن تخبرى أى أحد بما سمعتيه |
Rahiplerin, günah çıkarmalarda duyduklarını anlatmak konusunda izinleri olmamaları-- sıkı bir kural mı yoksa sadece sıradan bir yönetmelik mi? | Open Subtitles | أنه لا يحق للقسس أن يرددوا ما يسمعونه في الاعترافات أهذه قاعدة أم مجرد إرشادات؟ |
O halde görüyoruz ki bilgisayarlar görebilmekle kalmıyor aynı zamanda okuyabiliyor ve zaten duyduklarını anlayabildiklerini de göstermiştik. | TED | نرى الأن أجهزة الكمبيوتر تستطيع ليس فقط الرؤية بل القراءة أيضاً وبالطبع قد عرضنا أنها تستطيع فهم ما تسمعه. |
- Pekala da duyabiliyorsun. duyduklarını işine geldiği zaman ve işine geldiği gibi kullanıyorsun. | Open Subtitles | يالقوة سمعك و يالبراعتك في معرفة كيفية استخدام ما تسمعين ومتى |