| Kuryenin taşıyamadığı uyuşturucuları taşırım. Eğer bizi duyduysan balonlarda sorun olduğunu da biliyorsundur. | Open Subtitles | طالما أنكِ سمعتِ كلامنا فأنتِ تعرفين أن هنالك مشاكل بالأكياس الصغيرة. |
| Ateşli Donna'ı duyduysan onun erkek arkadaşı olmadığımı da duymuşsundur. | Open Subtitles | "إن سمعتِ بـ "(دونـا) المثيرة إذن سمعت بأنـي لست خليلهـا |
| Eğer bir şey duyduysan bana söyleyebilirsin. | Open Subtitles | وإن سمعتِ أي شئ بإمكانكِ إخباري به |
| Ne duyduysan doğru değil. | Open Subtitles | ما سمعتيه ليس صحيحاً |
| Bizi duyduysan, esir alma işinde olmadığımızı da duymuşsundur. | Open Subtitles | حسناً (وارنر)، بما أنّك سمعت عنّا، فأنت تعلم أنّنا لا نحتفظ بسجناء |
| Yani eğer kurt uluması duyduysan, bu diğer kurtlarında yakın olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | إذن لو سمعت الذئب يعوي هذا يعني أن أخرون يمكن أن يكونوا قريبيين |
| Bunlardan birini duyduysan ya da herhangi bir kayıt varsa... | Open Subtitles | إذا كنت قد سمعت من أي وقت مضى عنهم، أو لديك أي سجلات .. |
| John, eğer miras hakkında bir şey duyduysan.. | Open Subtitles | (جون) إن كان سبب حضورك للمحافظة على إرثك |
| Her ne olduysa olsun ne duyduysan seni ne kadar sevdiğimi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | "مهما حدث ومهما سمعتِ" "أودّك أن تعلمي بقدر حبي لك" |
| Konuştuklarımı duyduysan, Steve'in desteğini kestiğini de duymuşsundur. | Open Subtitles | إذا سمعتِ هذا، فإنّكِ سمعتِ .أيضاً بأن (ستيف) طردنا |
| Eğer dün söylediklerini duyduysan... | Open Subtitles | إن سمعتِ أي شيء قالتِه بالأمس... |
| Bir şey duyduysan eğer... | Open Subtitles | إذاً ما سمعتِ أياً مِن... |
| Gerçekten de duyduysan peki? | Open Subtitles | إذن... ماذا لو سمعتِ شىء ما ؟ |
| - Eğer bir şey duyduysan beni uyandırmalısın. - Ben... | Open Subtitles | عليكِ أيقاظي أن سمعتِ شيئاً ...أنا فقط- |
| - Eğer bir şey duyduysan beni uyandırmalısın. - Ben... | Open Subtitles | عليكِ أيقاظي أن سمعتِ شيئاً ...أنا فقط- |
| Ve duyduysan babanın sesine. | Open Subtitles | وبصوت ابيك اذا سمعتيه من قبل |
| Ne duyduysan. | Open Subtitles | ما قد سمعتيه |
| Werner, bizi duyduysan işimizin esir almak olmadığını da duymuşsundur. | Open Subtitles | حسناً (وارنر)، بما أنّك سمعت عنّا، فأنت تعلم أنّنا لا نحتفظ بسجناء |
| Apaçi Aldo'yu duyduysan Yahudi Ayısı'nı da duymuşsundur. | Open Subtitles | لو كنت قد سمعت عن (ألدو) "قاطع الطرق" فيحتمل أنّك سمعت عن "الدب اليهودي" |
| Eğer benim hakkımda ufak şeyler duyduysan onları, göz ardı edecek kadar modern bir kadın olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | لو سمعت شيئا صغيرا عنى أعتقد انكى الوحيدة فى العالم التى لن تأخذ بهذا الكلام |
| Bu isimlerden birini duyduysan belki de bazı suçların kayıdıdır. | Open Subtitles | إذا كنت قد سمعت من أي وقت مضى عن أي شخص من القائمة " .. ربما مع بعض السجلات الجنائية. |
| John, eğer miras hakkında bir şey duyduysan.. | Open Subtitles | (جون) إن كان سبب حضورك للمحافظة على إرثك |