ويكيبيديا

    "duymadığı bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لم يسمع
        
    El-Kaide'ye baktığımız zaman, El-Kaide esasen pazar yerinde bir kenara atılmış ve çoğu insanın duymadığı bir üründü. TED لو نظرنا إلى القاعدة. القاعدة كانت أساساً منتج على أحد الرفوف في سوق في مكانٍ ما لم يسمع به كثير من الناس.
    Bu, kimsenin şimdiye kadar görmediği ve duymadığı bir şey. Open Subtitles إن ما يحدث الآن لم يسمع ولم يره أحد من قبل
    kimsenin 50 yıldır duymadığı bir yaşlı bayan eşyası mı? Open Subtitles سيدة عجوز لم يسمع عنها أحد منذ خمسين عاماً؟
    Mandrake Falls, New Hampshire. Kimsenin duymadığı bir kasaba. Open Subtitles ماندريك فولز فى نيو هامبشاير إنها مدينة صغيرة لم يسمع بها أحدا من قبل
    Adını bile hiç kimsenin duymadığı bir kaç köyü dışarıdan koruyoruz. Open Subtitles نحن نحمي بعض سكان قرية صغيرة لم يسمع أحد من قبل بوجودها
    Öyle mutluyum ki sanki ikimiz kimsenin daha önce duymadığı bir şarkıyı söylüyormuş ve ikimizden başka kimse onu bilmeyecekmiş gibiyim. Open Subtitles كأنني أنا وأنت غنّينا أغنية للتوّ لم يسمع بها أحد من قبل وأنا وأنت الوحيدين الذين سيعرفان بأمرها
    Roy Price, 19 Nisan 2013 tarihinde geçirdiğiniz 22 sıradan dakikanın sorumlusu olsa da, büyük olasılıkla çoğunuzun duymadığı bir isim. TED روي برايس هو رجل ربما معظمكم لم يسمع به من قبل، رغم أنه كان مسؤولاً عن 22 دقيقة معتدلة الجودة من حياتكم خلال التاسع عشر من شهر أبريل 2013.
    Kimsenin duymadığı bir şeyden söz etmeleri gerekiyor. Open Subtitles يتكلمون عن شيء لم يسمع به أحد قط
    Kimsenin adını bile duymadığı bir yerde yaşadıkları için mi? Open Subtitles يعيشون في أماكن لم يسمع عنها أحد ؟
    Kimsenin adını duymadığı bir çeşit viski. Open Subtitles نوع من الويسكي لم يسمع عنه أحد
    Hiçkimsenin duymadığı bir beyin takımı hakkında Herkes'e saldırdı diye mi? Open Subtitles "لماذا؟ لكي يتمكن من تحريض "الجميع على مسألة لم يسمع بها أحد؟
    ve herkese fikirleri yerine hayat tecrübelerinden bir hikâye paylaşmalarını söyleyin. O masadaki kimsenin duymadığı bir hikâye olsun, farklılıklar ya da aidiyetle ilgili ya da fikirlerin değiştiği bir döneme ait olsun ve ortamın huzuru bozulmadan herkes birbirinin dünyasına girebilsin. TED ولكن بدلا من الآراء، عليك بسؤال الجميع حتى يشاركوك بحكاية من حياتهم وخبرتهم على نحو ما لم يسمع به أيٌ ممَن يتراصُّون حول الطاولة، عن الاختلاف أو عن الانتماء أو عن مرة غيرّت فيها طريقة تفكيري، إفساحُ المجال للناس فيما بينكم بما يحول دون هدم المنزل.
    IFC'ye gidip kimsenin adını duymadığı bir filmi izleyip, Open Subtitles (نزهة إلى مركز (آي إف سي لمشاهدة فيلم لم يسمع به أحد
    Yâni Bay Jenkins'in bile duymadığı bir tarihi eser mi arıyoruz? Open Subtitles إذن نحن نبحث عن أداة قديمة لم يسمع بها حتى السيد (جينكنز)؟
    Iowa'da küçük bir şehre gidersin Harvey Specter veya Jessica Pearson'ın adını kimsenin duymadığı bir yere sonra hukuk fakültesine gidersin ve kendi büronu açarsın. Open Subtitles تذهب إلى مدينةٍ صغيرة في أيوا حيث لم يسمع أحدهم بـ (هارفي سبكتر) أو جيسكا بيرسن)، أو أحدٍ آخر) اذهب إلى كليّة الحقوق، وابدأ عملك الشخصي ولا أحد سيعرف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد