Bir adamın çalışmasını bir telefon bile etmeden değiştirmek hiç Duyulmamış bir şey. | Open Subtitles | مراجعة عمل الرجل بدون الكثير من المكالمات الهاتفية - كان يمكن أن يكون غير مسموع |
Duyulmamış bir şey. Bir hediye. | Open Subtitles | .حسناً، إنه غير مسموع .إنها هدية |
Bu, Duyulmamış bir hikaye. Gerçek bir hediye. | Open Subtitles | .حسناً، إنه غير مسموع .إنها هدية |
Bu Duyulmamış bir şey, hem yayıncı olarak bizler hem de yazar için. | TED | وهذا أمر لم يسمع به من قبل، وكلانا الناشر والكاتب. |
U yarımı dikkate almazsanız, Fransa topraklarında bin yıldır Duyulmamış bir savaş narası atacağız. | Open Subtitles | ولكن لو لم تهتم بتحذيرى علينا ان نرفع عويلك بالمعركه لم يسمع به فى فرنسا من الف سنه |
Alışılmışın dışında bir şey ama Duyulmamış bir şey değil. | Open Subtitles | إنه وضع غير سوي، ولكنها لن تكون سابقة فريدة. |
Alışılmışın dışında bir şey ama Duyulmamış bir şey değil. | Open Subtitles | إنه وضع غير سوي ولكنها لن تكون سابقة فريدة |
Duyulmamış bir doğum kusuru değil. | Open Subtitles | ذلك ليس غير مسموع عيب ولادي. |
Daha önce hiç Duyulmamış bir şey deneyerek Takara'yı arıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تحاول شيئُاً ما.. والذي لم يسمع به أحداً من قبل حتي سمعوه من "تاكارا". |
Aslında daha önce Duyulmamış bir şey. | Open Subtitles | هذا لم يسمع به من قبل , علميا |
Duyulmamış bir şey! | Open Subtitles | انها لم يسمع به! |