Eğer senin yerinde olsaydım günde 1.5 saat telefonumu kapardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك ربما نصف ساعة في اليوم سأغلق موبايلي |
Eğer senin yerinde olsaydım Jacob, bunların hiçbirini yakacak odun olarak kullanmazdım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك جيكوب,لن أستخدم أى من هذه الآخشاب. |
Eğer senin yerinde olsaydım, anlaşmaya gitmeye çalışırdım. | Open Subtitles | بصراحة لو كنت مكانك لأستعنت بشخص أفضل من ذلك |
Eğer senin yerinde olsaydım ben ne yapardım sadece onu söylüyorum... | Open Subtitles | يمكنني أن أخبرك مالذي سأقوم به أنا لو كنت في مكانك |
Hayır, bu doğru değil. Eğer senin yerinde olsaydım kız arkadaşımın bir şey saklayıp saklamadığını bilmek isterdim. | Open Subtitles | لا، هذه ليست الحقيقة، لو كنت في مكانك لأردت أن أعرف إن كانت صديقتي الحميمة تخفي شيئا |
Eğer senin yerinde olsaydım tehditleri bir kenara bırakır ve kaçmaya başlardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك, لتوقفت عن إلقاء التهديدات وأهــــــــرب |
Eğer senin yerinde olsaydım, çenemi kapatır ve bu olayı olabildiğince çabuk çözmeye çalışırdım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لاغلقت فمي وحل تلك القضيه باسرع ما يمكن |
Bilirsin, dostum, Eğer senin yerinde olsaydım, Aptal yorumlarıma dikkat ederdim, | Open Subtitles | أتعرف يا رفيق، لو كنت مكانك سأشاهد ذلك بتعليقات سخيفة |
Demek istediğim,Eğer senin yerinde olsaydım ve... bunlar gerçek olsaydı. belki biraz suçluluk hissederdim. | Open Subtitles | أعني أنني لا أعلم لو كنت مكانك وكان ذلك صحيحا كنت سأشعر أنني مذنب قليلاً. |
Biliyor musun, Eğer senin yerinde olsaydım normal bir işte kariyer yapmayı düşünürdüm. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لأعدت النظر في مهنة العمل الإجتماعي |
Eğer senin yerinde olsaydım, ve bana sahip olsaydım ben de listeye bir şeyler yazmazdım. | Open Subtitles | ,اعني , لو كنت مكانك ويكون لي واحد مثلي فلن اكتب اي شيء في القائمه ايضا |
Dinle, Chuck Eğer senin yerinde olsaydım ikimizin de pişman olacağı bir şey olmadan arabama binerdim. | Open Subtitles | أسمع , تشاك لو كنت مكانك سأرجع إلى سيارتي قبل أن يحدث شيء سيء هنا قبل أن يندم كلانا |
Evet, Eğer senin yerinde olsaydım orada beklerdim. | Open Subtitles | نعم, لو كنت مكانك لأنتظرته هناك |
Hey, işine karışmış olmak istemiyorum ama Eğer senin yerinde olsaydım ve Mavi Ay Oteli'nde geri dönmemi bekleyen öyle küçük çekici bir manitam olsaydı kesinlikle burada benimle oturup konuşuyor olmazdım. | Open Subtitles | يا، أنا لا أريد لكي أكون يخبرك عملك، لكن لو كنت مكانك وأنا كان عندي شيء صغير جميل مثل ذلك إنتظاري خلفي في فندق ضوء القمر، |