Gençken, tüm hayatın eğlenceden ibarettir. | Open Subtitles | عندما تكون شاباً, تتعلق كل حياتك بسعي المرح |
Evet, maksimum eğlenceden biraz daha azını yaşıyordum. | Open Subtitles | نعم , سيكون عندي أقل بعض الشيء من المرح الأقصى |
Senin güdülerin daima sırf eğlenceden daha derindir. | Open Subtitles | تكون دوافعكَ دائماً أعمق من مجرّد المتعة |
Affedersin, seni tüm o eğlenceden alıkoymak istememiştim. | Open Subtitles | حسنا, متأسف لم أعني ذلك لأن أخذك من كل تلك المتعة |
Sessizliği bozmak maksadıyla birisi, o gece veya ertesi... veya başka bir gece için düzenlenen eğlenceden bahsetmişti. | Open Subtitles | لكسر الصمت, تحدث احدهم من باب التسلية للتحضير للمساء او اليوم التالي او الذي بعده |
- Biradan sen sorumlusun. - Ben eğlenceden sorumluyum. | Open Subtitles | أنتَ مسؤول عن الجعة، وأنا مسؤول عن الترفيه |
Büyük ihtimal korkunç bulacaksınız fakat diğer bölümler gibi, eğlenceden daha fazla şey ifade ettiğini göreceksiniz. | Open Subtitles | اعتقد انهم ستجدونها مرعبة جدا ولكنها مثل باقى افلامنا,فهى اكثر من مجرد تسلية |
Bu yumurta gibidir. Bunu yumurta tutar gibi tut. O eğlenceden ne anlar ki? | Open Subtitles | اعتبرها بيضة أمسكها وكأنها بيضة وما أدراه بالمرح ؟ |
Sadece geçen geceki eğlenceden sonra dinlendiğinizden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت التأكد بأنكن تعافيتن من المرح الذي حدث تلك الليلة |
Güzel bir şey gibi dünkü bütün bu eğlenceden sonra. | Open Subtitles | وذلك شيء لطيف لعمله أعني بعد كل المرح الذي حضيتِ به البارحة، في موقع التصوير ؟ |
Bu, glee kulübünün tamamıyla eğlenceden ibaret olduğunu hatırlatmak için. | Open Subtitles | لذا هذا من أجل تذكرينا عن ماهية نادي قلي والتي هي المرح فقط |
Daha önce eğlenceden bahsetmiştin ya. | Open Subtitles | لقد قمت بتسمير هذا المرح الذي كنت تتحدث عنه من قبل |
Acaba biraz eğlenceden mi, yoksa flörtten mi yoksa Paris'in etkisi miydi. | Open Subtitles | كان قليلا من المرح ، وقليلا من يمزح ، وربما الافتتان ، أو أنه سحر باريس |
eğlenceden bahsetmişken, eski oda harika görünüyor. | Open Subtitles | بالحديث عن المتعة, الغرفة القديمة تبدو رائعة |
Acaba karıma kaçırdığı eğlenceden bahseder misin? | Open Subtitles | هلا أخبرتي زوجتي عن المتعة التي هناك ؟ |
Manyak büyük bir eğlenceden bahsediyoum, dostum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الكثير من المتعة |
İş eğlenceden önce gelir. | Open Subtitles | ألواجب قبل المتعة |
Fakat bazılarımız için Cadı'lar bayramı eğlenceden çok hüzündür. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لبعضنا فكل أعياد الهالووين بها مرار أكثر من التسلية |
Tamamen eğlenceden oluşan bir duvarımız var. Aah! Aah! | Open Subtitles | لدينا جدارٌ كاملٌ من الترفيه ! |
Bu kişisel eğlenceden daha önemli bir durum. Bunu kendisine yapılmış bir hakaret olarak algıladı. | Open Subtitles | هذه ليست مسألة تسلية لقد اعتبر الأمر بمثابة إهانة شخصية |
Amerika'da bugün "Gençliğin İntiharı eğlenceden Değil." şarkısı bir numara. | Open Subtitles | الأغنية الأولى في أمريكا اليوم إنتحار مراهق لا يعمل هو بالمرح الكبير. |
Ve cadılık hiçbir zaman oyun ve eğlenceden ibaret olmadı. | Open Subtitles | والسحرُ لم يكن متعلقاً ابداً حولَ المرحِ والالعابِ |
Hepimiz akşam yemeğinden sonra parti ateşi içinde eğlenceden yanacaktık. | Open Subtitles | وبعد بإنّنا جميعا نكون أحياء مفحّمون بعد العشاء في نار قاعة العشاء |