Halsizlik, gerçekten olmayan bir hastalığın olduğunu düşünmenin bir semptomu ve uyuşukluk da halsizlikle eşanlamlı. | Open Subtitles | التعب هو عارض من التفكير انك مصاب بمرض لست مصابة به والكسل هو مرادف للتعب |
Çünkü, örneğin, ''taksi'' yerine İngiltere'de eşanlamlı olan ''hackney arabası'' desem birçoğunuz için bir anlam ifade etmeyecek. | TED | لأنه، وعلى سبيل المثال، اذا قمت باستخدام مرادف في اللكنة البريطانية "هاكني للنقل" عوضاً عن "سيارة أجرة" أعلم حينها أنه لن يتم فهمي من قبل معظمكم. |
eşanlamlı bir kelimeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن نحتاج مرادف. |
Adı başarıyla eşanlamlı sayılan Erlich Bachman beş parasız kaldı ve hisselerini satmaya zorlandı. | Open Subtitles | ان (إيرليك باكمان) الاسم الذى تعود ان يكون مرادف إلى النجاح أصبح مفلس و اضطر إلى بيع |
- Kesinlikle. eşanlamlı. | Open Subtitles | - بالضبط، مرادف. |
"İnisiyatif" ile eşanlamlı bir kelime? | Open Subtitles | ? -? ما مرادف كلمة (مبادرة)؟ |