Evet, bir başka deyişle, eski Eşiniz Sean Nokes'u çocuğunuzla... yalnız bırakır mıydı? | Open Subtitles | نعم, بطريقة أخرى, هل تركت زوجتك السابقة ابدآ شون نوكيس لوحده مع طفلك؟ |
10 Milyon Doları alabilmek için, har şeyi Eşiniz kendi uydurdu. | Open Subtitles | زوجتك تدبر هذه العملية من اجل ان تأخذ 10 مليون دولار |
Size gelince, Eşiniz bu konuda korkunç bir bedel ödedi ve kurul sonuna kadar arkanızda olduğumuzu bilmenizi istiyor. | Open Subtitles | وأنت, زوجتك دفعت ثمنًا فظيعا مقابل هذا، لكن مجلس الإدارة يريدك أن تعرف أن لديك دعمنا الكامل في هذا. |
Eşiniz olan bu ıstırapla, her gece ona kıvrıldığınız, kollarında uykuya daldığınız şey. | TED | الحزن الذي هو زوجك. إنه هو الذي تلتفِ كل ليلة لتغفِ بين ذراعيه |
O gece Eşiniz eroin almak için bir torbacı çağırmış. | Open Subtitles | في تلك الليلة، زوجك استدعى تاجر مخدرات ليبتاع منه الهيروين. |
Merhum babanız ve Eşiniz çok yakın bir tanıdığımdı. | Open Subtitles | والدكِ المُتوفي، و زوجكِ كان مُقرّب جداً مني |
Eski Eşiniz kötü niyetli bir insansa, çıplak fotoğraflarınızı bir porno siteye yükleyebilir. | TED | فإذا كان زوجك السابق أو زوجتك السابقة شخص مزعج، فيمكن أن يأخذ صورك العارية ويحملها على موقع إباحي. |
Eşiniz tek ayakkabıyla araba kullandığından sarhoş olduğunu düşünmüştük ama değilmiş. | Open Subtitles | إعتقدنا أن زوجتك كانت ثملة عندما كنت تقود السيارة، لكن إتضح أنها لم تشرب |
Sizi rahatsız etmek istemezdim ama Eşiniz bana her zaman çok kibar davranır. | Open Subtitles | لا أريد إزاعجك, لكن زوجتك دائمًا لطيفة معي. |
Eşiniz öğretmiş olmalı. Eşim yok. | Open Subtitles | لابد وان زوجتك تعلمك جيدا انا ليس لى زوجة |
Eşiniz Villette'in evinin önünde Peder Logan'la görüldü. | Open Subtitles | زوجتك تم رؤيتها خارج منزل فاليت مع ألآبت لوجن |
Üzgünüm Bay Vargas ama Eşiniz rahatsız edilmemek için kesin talimat verdi. | Open Subtitles | أعتذر يا سيدى و لكن زوجتك قد أصدرت تعليمات واضحة بألا يزعجها أحد |
Eşiniz bana sizden yardım istememi söyledi. | Open Subtitles | زوجتك نصحتني أن أسألك إن كان بوسعك مساعدتي إنها في ورطة كبيرة |
Eşiniz haklı. Bunu sabah konuşalım. | Open Subtitles | أظن زوجتك على حق عزيزي سنتحدث بشأن ذلك في الصباح |
Eşiniz bana sizden yardım istememi söyledi. | Open Subtitles | زوجتك نصحتني أن أسألك إن كان بوسعك مساعدتي |
Üzgünüm, Eşiniz durumdan bana biraz bahsetti. Kızınızı huysuz yapan şeyden. | Open Subtitles | آسفة، لقد أخبرنى زوجك بذلك هذا الشيء الذى يجعل ابنتكم تعيسة |
Eski Eşiniz takımın haberlerini alınca eminim Bermuda'da başını duvarlara vuracaktır. | Open Subtitles | اراهنك ان زوجك السابق سوف يضرب نفسه عند وصول فريقك لبرمودا |
Eşiniz bir güvenlik görevlisine saldırdıktan sonra şok tabancısıyla durduruldu. | Open Subtitles | لقد تَم صعق زوجك بعد تعديه على أحد أفراد الأمن |
Dilerim, Eşiniz böyle saçma bir şey yüzünden polisi suçlamaz. | Open Subtitles | أتمنى ألا يلومنا زوجكِ على هذه الغلطة الغبية. |
Eşiniz, bu seyahati, doğumdan sonra yapması konusunda ikna etmeyi başarabildiniz mi? | Open Subtitles | هل حالفكَ في إقناع زوجتكَ بتأجيل السفرِ إلى ما بعد الولادة؟ الد. |
Ne yazık ki, bu Eşiniz için geçerli değil. | Open Subtitles | وللأسف، ليس الأمر مماثلاً بالنسبة لزوجتك |
Umarım siz ve Eşiniz burada güzel bir hafta geçirir. | Open Subtitles | اتمنى ان تكون انت وزوجتك قد قضيتما اسبوع ممتع معنا |
Eşiniz sizin bildiğiniz gibi bir insanmış. | Open Subtitles | زوجكَ كَانَ الرجلَ إعتقدتَ بأنّه كذلك. |
Başta eşinizin olduğunu sanmıştım, şimdi eski Eşiniz olmuş gerçi. | Open Subtitles | وحسبتهُ زوجتُك الّتي وكما علمتُ الآن إنّها زوجتُكَ السابقة |
Size kesin olarak söylüyorum. Eşiniz sadakat maddesini, ya da siz adına her ne dediyseniz onu, hiç ihlâl etmemiş, | Open Subtitles | أقرّ لكَ بشكل حاسم زوجتُكَ لم تنتهك رداء الوفاء ، أيّاً كان ما تظنّه. |
Eşiniz tarafından bir terk edildiniz ve nereye baksanız öpüşen çiftleri görüyorsunuz. | TED | قد تكون منفصلاً للتو عن شريكك وفي كل مكان تنظر إليه ترى أزواجاً يتبادلون القبل. |
Siz ve Eşiniz bu delikanlı ile harika işler başarmışsınız. | Open Subtitles | أنت وزوجك أحسنتما الصنع بالقطع مع هذا الفتى |
Korkarım ki aramızda Eşiniz var, efendim. | Open Subtitles | أخشى أن تقف عروسك بيننا يا سيدي |
Böylece Eşiniz borçlarını ödemeye odaklanabilir ve yaşamak için bir yer bulmaya. | Open Subtitles | بهذه الطريقة يمكن لزوجكِ التركيز لسداد ديونه. و الحصول على مكان للعيش. |
Bir anlamda Eşiniz diğer yarınızdır. | Open Subtitles | شعور بأنّ شريك حياتك هو نصفك الآخر حقاً. |
Sizin ve Eşiniz için bir sepet. | Open Subtitles | تلك السلة لك ولزوجتك |