Çünkü günün bu saatinde Capital Beltway'e gitmek için ekstra mesai yazmalısın. | Open Subtitles | سيستغرق الأمر أكثر من ساعة للوصول إلى طرف المدينة في هذا الوقت من اليوم |
Uzun kalmayacağım. Sadece, LA'e gitmek için borç paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | لن أمكث طويلاْ "أريد فقط أستعارة بعض المال للوصول إلى "لوس أنجلوس |
Fort Lewis'e gitmek için bana bir helikopter lazım. | Open Subtitles | سوف أحتاج مروحية للوصول إلى ( فورت لويس ) |
Tıpkı kimsenin beni Cezayir'e gitmek için zorlamadığı gibi! | Open Subtitles | بنفس الطريقه انا لم أُجبر على الذهاب للجزائر |
Richard, El Rey'e gitmek için yüzde 30'unu vereceğiz. | Open Subtitles | (ريتشارد) ، ثلاثون في المائة هي ما نحتاجه للوصول إلى "ال ريّي" |
Tıpkı kimsenin beni Cezayir'e gitmek için zorlamadığı gibi! | Open Subtitles | بنفس الطريقه انا لم أُجبر على الذهاب للجزائر |