| Orpheus, Eurydice'e ulaşmak için çok uğraştı, ve sonunda bunu başardığında, herkes ona gülüyordu. | Open Subtitles | حارب اوفيوس بشدة للوصول إلى ايريديس وعندما نجح في الوصول أخيرا وجد الجميع يضحكون |
| Tamam Light, onları sadece L'e ulaşmak için kullandığını biliyorum. Anladım. | Open Subtitles | لا بأس يا لايت ، أعلم أنك استخدمتهم فقط للوصول إلى إل ، أفهم ذلك. |
| Şimdilik, ellerinde onun peşinden gidecek bir şeyleri yok, ...bu nedenle Peter'e ulaşmak için benim peşime düştüler. | Open Subtitles | وبما أنهم لا يملكون حقائق كي يهاجموه فإنهم يسعون خلفي كخطوة للوصول إلى بيتر |
| Ruskov onu bana ve daha önemlisi Rachel'e ulaşmak için kullanıyor. | Open Subtitles | ريسكوف يستعملها للوصول إلي . والأكثر أهميّة، رايتشل |
| Kamu Bütünlüği Dairesinden Nelson Dubeck tarafından tebliğ edildim, Peter Florrick'e ulaşmak için bana baskı yapıyor. | Open Subtitles | لقد استدعاني نيلسون دوباك للمثول أمام المحكمة إنه من مكتب النزاهة العامة، ويستغل هذا للضغط علي للوصول إلى بيتر فلوريك |
| Halep'e ulaşmak için yeterli yiyeceğimiz var. | Open Subtitles | لقد جلبنا ما يكفي من الغذاء للوصول إلى حلب. |
| Sen aptalca bir şey yapmadan Zobelle'e ulaşmak için Hale'le çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنه يعمل مع " هيل " للوصول إلى " زوبيل " قبل أن تقترف عملاَ غبياَ |
| Lenny'e ulaşmak için elimden geleni yaparım, tamam mı? | Open Subtitles | سأفعل ما بوسعي للوصول إلى " ليني " |
| Yani Ray'e ulaşmak için beni mi kullandınız? | Open Subtitles | إذن، استغللتني للوصول إلى (راي)؟ |
| Jed'e ulaşmak için 10 dakikamız kaldı. | Open Subtitles | لدينا 10 دقائق للوصول إلى (جيد). |
| Finch'e ulaşmak için bir ağ. | Open Subtitles | شبكة للوصول إلى (فينش). |
| Bize zarar vermeyecekler, tamam mı? - Bize ihtiyaçları var. - Bize Eric'e ulaşmak için ihtiyaçları var. | Open Subtitles | (يحتاجوننا للوصول إلى (إريك |
| Faye'e ulaşmak için bunu kullanalım. | Open Subtitles | لنستخدم هذا للوصول إلي (فاي). |