Uysal çocuklu ebevyenlerin yaramaz çocuklu ebeveynlere attığı bir bakış vardır. | Open Subtitles | هناك نظرة يعطيها أولياء الأمور الذين أولادهم محترمون لنظائرهم الذين أولادهم ليسوا في غاية الاحترام |
Evet, çocuklarının geleceklerini gerçekten umursayan tüm ebeveynlere bilet gönderdik. | Open Subtitles | نعم، نحن نرسل تذاكر لجميع أولياء الأمور وغالبيتهم من يتخذ اهتمام فعلي لرفاهية أطفالهم |
Buyrun, bütün ebeveynlere bölge onaylı kitabı veriyoruz. | Open Subtitles | تفضلوا، نحن سنعطي جميع أولياء الأمور نسخة من كتاب مقبول من الحي |
Ve bu programı dışarı taşır ve çocuklarına veririseniz dışarı çıkıp iyi bir şeyler yapmak için çok iyi bir şansları olacak, çünkü sizin gibi ebeveynlere sahipler. | TED | وإذا رافقت هذا البرنامج، ومنحته لأطفالك، سيحصلون على فرصة جيدة للخروج وفعل عمل جيد، لأن لديهم والدين مثلكم. |
her ikisi de çok zengin ebeveynlere sahip ergenler, ama farklı şehirlerden, farklı milletlerden, ve farklı tiplerden. | Open Subtitles | كلاهما مراهقان مع والدين ثريين لكن مدينتين مختلفتين بلدين مختلفين مع بيانات مختلفة |
Bu hikayenin ana fikrinin, zorba ebeveynlere bir öğüt mü, yoksa, itaatsiz evlatlara bir ödül mü olup olmadığını size bırakıyorum. | Open Subtitles | أترككم مع النهاية سواء أكانت العبرة من الحكاية التوصية بإستبداد الآباء |
Çocukların bugünlerde dinlediği uyuşturucu temalı müzikler yapıp sonra da ebeveynlere açıklar ve böylece onlar ilaçlarla düzen karşıtı temaların nasıl Rock Roll müziğine sızdığını daha iyi anlayabilir. | Open Subtitles | كنا نظن أغنيات مع الأدوية موضوع الأغاني التي لعبت من قبل الآباء الصغار ومن ثم تفسيرها، كما أن يكون هناك فهم أكبر |
Yaşamın ilk yıllarında ilgili ebeveynlere sahip olmanın, okul ve sonrasındaki süreçteki başarı ile birebir ilişkili olduğu görüldü. | TED | وُجود والدين مهتمين وملتزمون في هذه السنوات الأولى في الحياة كان مرتبط بشكل قوي بتحصيل الأطفال بشكل جيد في المدرسة في ما بعد. |
ebeveynlere soracak olursanız, onlar da şöyle diyor; "Ama araba koltukları çok pahalı ve karmaşık, ve bir sürü de karmaşık kilit mandal sistemi var, nasıl olur da, bu kadar pahalı ve karmaşık olmalarına rağmen, emniyet kemerlerinden daha iyi işlev göremez?" | TED | والحجة ، إذا كنت تسأل الآباء ، هي لكن مقاعد السيارة باهظة الثمن ومعقدة الاستخدام بالاضافة الى المزاليج المتشابكة الكبيرة كيف يمكن أن لا تؤدي نتائج أفضل من حزام الأمان لأنها مكلفة جدا ومعقدة |
3 milyon dolar aldık. Otistik bir çocuğa sahip ya da sahip olacağını düşünen ebeveynlere yardım edebilecek konuma gelmenin maliyeti en azından 10 ile 20 arasında olacaktır, ve biz farkı belirleyebilir miyiz? | TED | أظن بأنها ستكلف 10 إلى 20 مليون على الأقل قبل أن تكون في وضع يسمح لك بمساعدة الآباء الذين لديهم طفل متوحد، أو يظنون بأنهم قد يكون لديهم طفل متوحد، وهل نستطيع أن نحدد الفرق؟ |
Çocuklarının hayatlarına bu kadar ilgili olan ebeveynlere bayılıyorum. | Open Subtitles | -مرحبًا . أحب رؤية الآباء المتعمقين بحياة أبنائهم. |