Fuarın dışında bekleyen ebeveynlerle takılarak daha güzel vakit geçirebilirim. | Open Subtitles | سأتمتع بشكل أكبر إذا تسكعت مع الأباء الذين يدورون في الخارج |
Sadece ebeveynlerle değil. Fakülteyle, öğrencilerle. Hayır. | Open Subtitles | وليس الأباء فحسب، أعضاء هيئة التدريس، الطلاب. |
Çünkü, benim ebeveynlerle aram harikadır. | Open Subtitles | . تبين أنى عظيم جداً مع الأباء |
Olmaz, ebeveynlerle arası pek iyi değil. | Open Subtitles | كلا ,الأباء ليست حقاً من تفضيلاته |
Bu dünya borcunu ödemek istemeyen ebeveynlerle dolu. Tamam mı? | Open Subtitles | (جون) العالم مليئ بالأباء المُتهربين, أليس كذلك؟ |
Dışarısı kızgın ebeveynlerle dolu. | Open Subtitles | هنالك كمجموعة من الأباء الغاضبيه هناك |
Hani ebeveynlerle aranın iyi olduğunu söylemiştin? | Open Subtitles | . أنت قلت أنك عظيم مع الأباء |