Çizim malzemeleri istiyorum, ve eczaneden bazı şeyler gerekli. | Open Subtitles | ، أريد بعض أدوات الرسم وأحتاج أشياء من الصيدلية |
1.49$'a eczaneden bir çift çorap alırım. Al. | Open Subtitles | يمكنني الحصول على زوج من الجوارب من الصيدلية بـ 1.95 دولار |
Cole eczaneden, ilaç hariç, tek bir kuruş bile çalmamış. | Open Subtitles | كول لم يسرق دايم واحد من تلك الصيدلية. فقط بعض الحبوب. |
Bir keresinde eczaneden makyaj malzemesi çalmıştım. Biraz allık ve ruj. | Open Subtitles | سرقت مستحضرات تبرج من صيدلية قبلًا، بعض المسحوق الأحمر وأحمر الشفاه. |
- eczaneden ilaç testi seti aldım. | Open Subtitles | إشتريتُ أدوات إختبار المُخدّرات من الصيدليّة. |
Hastanedikiler eczaneden çok hap onda var diyorlar. | Open Subtitles | من الواضح أنها مريضة عقلية ، المستشفى قالت إنه كان بداخلها حبوب أكثر من الصيدلية. |
Faturaları şişirmeyiz, eczaneden numune ilaç çalmayız. | Open Subtitles | نحن لا نأخذ رشوة أيضاً أو نسرق عينات من الصيدلية |
- Doktorlar emirleri yazıyor, ilaçları eczaneden sen alıyorsun. | Open Subtitles | الأطباء يقومون بملأ الوصفات. وأنت تأخذ الأدوية من الصيدلية. |
Arsenik, Köşedeki eczaneden | Open Subtitles | بالزرنيخ من الصيدلية الموجودة على زاوية الشارع |
eczaneden aldığı arsenikle. | Open Subtitles | بالزرنيخ من الصيدلية الموجودة على زاوية الشارع |
eczaneden çıktığımızda ise, elime reçeteyi tutuşturdu ve dedi ki... | Open Subtitles | وعندما غادرنا الصيدلية, سلمتني الوصفة وقالت |
Belki de eczaneden Benadryl alıp eve dönmeliyiz. | Open Subtitles | علينا فقط أن نأخذ عقارا ً من الصيدلية و نذهب للبيت |
On dolara, eczaneden reçete alabilirdin. | Open Subtitles | تشترين وصفة طبية مقابل 10 دولارات من البائع في الصيدلية |
Reçetelerini tekrar yazacağım. Sonra da onları eczaneden alabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا سأعيد ملئ وصفاته وأنت يمكن أن تلتقط ' فوق في الصيدلية |
Şu an eczaneden çıkıyor. Ona polislerden önce ulaşman lazım. | Open Subtitles | غالبًا هي تغادر الصيدلية الآن يجب أن تمسك بها قبل الشرطة |
Tamam, bir defasında eczaneden, cebimde parasını ödememiş olabileceğim bir şişe tırnak cilasıyla çıktım. | Open Subtitles | حسنا , ذات مرة عندما كنت خارجة من الصيدلية مع قنينة مصل في جيبي ولم أدفع مقابلها |
İki ilaç yazacağım. eczaneden alırsınız. | Open Subtitles | سأعطيكم اثنين من الأدوية يمكنكم شرائهما في الصيدلية |
Günde 6,000 kişi. Bütün gereken ise köşe başındaki eczaneden alınabilecek 2 dolarlık ilaçlar. | TED | كل هذا لأجل أدوية بقيمة دولاران فقط يمكننا شراؤها من أي صيدلية. |
eczaneden çıkarken aradı. Ona uğramamı anlatması gereken çok önemli bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إتّصلت بي حينما غادرتُ الصيدليّة وأخبرتني أن آتِ لتقول لي شيئاً مهماً. |
eczaneden size bir şey alayım mı, efendim? | Open Subtitles | أيمكننى أن أحضر لك أى شئ من الصيدليه يا سيدى ؟ |
Böyle bir şey eczaneden alınmaz. Belki bir otçudan falan bulunabilir. | Open Subtitles | لا يمكن ايجادها في الصيدليات, ربما من أحد المختصين بالأعشاب |
Ben prezervatifleri eczaneden alırım, üreticiden değil. | Open Subtitles | أنا أَشتري الواقيات الجنسيةَ مِنْ الصيدليةِ لَيس من المنتِجَ |
Çünkü annem 1,90 boyunda kıyafetlerini eczaneden alıyor ve kendi yemeğini kendi hazırlıyor. | Open Subtitles | لأن أمي طولها 190 سم وتشتري ثيابها من متجر الأدوية وتفضل وضع العقاقير في غدائها |