ويكيبيديا

    "edecek kadar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بما يكفي
        
    • كفاية
        
    • بما فيه الكفاية
        
    • بما يكفى
        
    • ما يكفي من
        
    • لدرجة أن
        
    • لدرجة ان
        
    • كفايةً
        
    • جداً لدرجة
        
    • بدرجة كافية
        
    • يثيرونها
        
    • و حتى أنا لا
        
    • يكفيّ
        
    Yalnızca çöpçülük edecek kadar hareketli yamalayacak kadar vahşi olanlar hayatta kalabiliyordu. Open Subtitles أولئك فقط إنتقلوا بما يكفي للإقتيات الوحشي كان كافياً لسلب ما بقي
    Bebek sahibi olmayışımı telafi edecek kadar sevebilir misin beni? Open Subtitles هل قد تحبني بما يكفي لتعوض عدم حصولي على طفل؟
    Aşka olan inancın reddedilme korkunu alt edecek kadar güçlü değilmiş. Open Subtitles لمْ يكن إيمانك بالحبّ قويّاً كفاية للتغلّب على الخوف مِن الرفض
    Şerefsiz herifin kendini feda edecek kadar kaçık olduğunu düşünmemiştim. Open Subtitles لم أعتقد أن ابن الساقطة هذا غبي كفاية ليضحي بنفسه
    Az önce kan verdi, ama yüzüne hücum edecek kadar daha varmış. Open Subtitles هي تبرعت بالدم وهي ما زالَتْ لديها بما فيه الكفاية ليحمر وجهِها.
    Bu hakkı elde edecek kadar uzun süre kalmadın burada. Open Subtitles لم تقضي وقتاً طويلاً بما يكفي هنا لتكتسب ذلك الحقّ
    Ona evlenme teklif edecek kadar zekiymişsin ve Syl hâlâ o mükemmel kadın. Open Subtitles كنتَ ذكيّاً بما يكفي لتطلب إليها الزواج منك، ولا تزال تلك المرأة المذهلة
    Sen devam edecek kadar inatçıysan ben de seninle devam edecek kadar aptalım. Open Subtitles لو كنتِ عنيدة بما يكفي للمضي بالقضية، فإنّي غبيّ بما يكفي للمضي معكِ.
    Kapıyı açan şey o küpse onu yok edecek kadar güçlü de olabilir. Open Subtitles لو كان المُكعّب هُو ما يفتح البوّابة، فلربّما يكون قويّاً بما يكفي لتدميرها.
    Sadece savaşmaya devam edecek kadar güçlü olduğun anlamına geliyor. Open Subtitles بل تعني وحسب أنكِ قوية بما يكفي للاستمرار في الكفاح.
    Sana o hikayeyi anlattı çünkü olanı kabul edecek kadar cesur değil. Open Subtitles لقد قالت لكِ تلك القصة لانها ليست شجاعة كفاية للاِعتراف بما فعلنا
    Demek istediğim, tehlikenin farkında değiller mi veya bunu göz ardı edecek kadar çılgınlar mı, veya ikisi birden? TED أعني، ألا يدركون المخاطر أو انهم مجانين كفاية لكي يتجاهلوها، أو كليهما؟
    Emniyet müdürünü, ya da belediye başkanını dert edecek kadar çok maaş almıyorum. Open Subtitles لاأقبض كفاية لأنشغل بماذا يفكر المفتش أو المحافظ
    Hatamı kabul edecek kadar cesurum, ve seni mahkemede gösterdiğimden dolayı üzgünüm. Open Subtitles أنا رجل كفاية لأعترف بخطئي، وأعتذر أني أشرت إليك في المحكمة
    Az önce kan verdi, ama yüzüne hücum edecek kadar daha varmış. Open Subtitles هي تبرعت بالدم وهي ما زالَتْ لديها بما فيه الكفاية ليحمر وجهِها.
    Onun Lindt ile buluşmasına yardım edecek kadar aptaldım. Koska. Open Subtitles لقد كنت غبية بما فيه الكفاية كى اجعله يتواصل مع ليندت كوسكا
    Ne oldu? Yerini tespit edecek kadar uzun konuşmasını sağlayamıyorum telefonda. Open Subtitles لا أستطيع إبقائه على الخط فتره كبيره بما يكفى لتقتفى أثره
    Tüm kasabayı zil zurna sarhoş edecek kadar içkiniz var. Open Subtitles لقد شربت ما يكفي من النبيذ ليذهب البلدة كلها بالرياح
    Kendisinin değişebileceğine ikna edecek kadar çok seviyor. Open Subtitles أحبها كثيراً لدرجة أن أقنع نفسه أنه سيتغير
    Yaşlandığın zaman seni terk edecek kadar sığ olduğumu mu düşünüyorsun? Open Subtitles اتعتقد إني ضحلة جداً لدرجة ان اتركك عن تشيخ ؟
    Başıma burada gelenler... sizi tatmin edecek kadar sefalet yaşadım. Open Subtitles ما حدَثَ لي هُنا حسناً، فيما إذا كُنتُ قَد عانيتُ كفايةً لإرضائِكما
    Kurallara bağlılığın, Arayıcı'yı teslim almakla tehdit edecek kadar büyük mü? Open Subtitles هل ولائك شديد جداً لدرجة التهديد بإجبار الباحث علي الاعتراف؟
    Ne var ki, bu benzetmede kullandığımız projektör, gamma-ışını patlamasının parlaklığını tam anlamıyla temsil edecek kadar parlak değil. Open Subtitles وللأسف مع هذه المقارنة , فالكشاف ليس ساطع بدرجة كافية ليُعبِّر عن إنفجار أشعة جاما
    Sorunlu kişilerden de onlardan söz edecek kadar kibirli olanlardan da nefret ederim. Open Subtitles لا أحب الناس ذوي المشاكل أو المتكبرين الذين يثيرونها
    Kendimi ikna edecek kadar kırbaçlayamayacağıma göre siz kırbaçlayın, Efendim. Open Subtitles و حتى أنا لا أستطيع جلد نفسي بشكل مقنع لذا اجلدني يا سيدي
    Siz o şansı elde edecek kadar cesur olun, yeter. Open Subtitles . علينا أن نكون شجاعناً بما يكفيّ لنغتنمها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد