Ateş edilmeyen tek araç sizinkiydi. | Open Subtitles | سيارتك هي الوحيدة التي لم يتم إطلاق النار عليها |
Burada fark edilmeyen nokta kar etmek adına makineleşme ne kadar hızlanırsa o oranda da insanları işten çıkaracakları ve dolayısıyla kamunun alım gücünü aynı oranda düşürecekleridir. | Open Subtitles | كلما تزداد التقنيات الآلية في الصناعة. الخدعة التي لم تُستوعَب بعد، أنه كلما استخدموا التقنيات الألية بسرعة أكبر في الصناعة لتوفير المال; |
Ceza Muhakemesi Kanunu açıkça ifade eder ki hukuk kuralları gereğince iktisap edilmeyen delil mahkemede delil olarak kullanılamaz. | Open Subtitles | قانون المحكمة الجزائية واضح الأدلة التي لم يتم الحصول عليها من خلال الاجراءات القانونية الإعتيادية لا يمكن إستخدامها كدليل في محكمة قانونية |
Yok edilmeyen raporları inceledik. | Open Subtitles | وقرأنا تقاريرهم، التي لم تدّمر |
Ama yinede, çoğu insan düşünüyor ki bazı şeyler orijinal paketinde olmalıydı o zamanlarda kabul edilmeyen şeyler şimdi ilave edilmeli, mesela doğrulanabilir gelişim hedefleri, doğal kaynak denetim hedefleri, fırsatlara erişim, bilgiye erişim, adalet, yozlaşmayı yenmek. | TED | لكن أيضًا، الكثير من الناس يظنون بأن هنالك أشياء كان من الواجب وجودها في الباقة الأصلية و التي لم يتم الاتفاق عليها في ذلك الحين و التي يجب إدراجها الآن، كأهداف تطوير مستديمة، أهداف ضبط الموارد الطبيعية، حرية الوصول إلى الفرص وإلى المعرفة، والمساواة ومحاربة الفساد. |