editörün benimle röportaj yaparsan sana köşe yazarlığı önerdi. | Open Subtitles | رئيس التحرير وعدك بتخصيص عامود لك إذا استدرجتيني |
Tam da yeni editörün görmek isteyeceği türden bir hikaye. | Open Subtitles | إنها من نوع المقالات التي طلبها رئيس التحرير الجديد |
Kayıtlar içinde o sırada yanımda olan editörün irtibat numarası var. | Open Subtitles | في وقت إغتياله يتضمن السجل رقم هاتف المحرر الذي كان معي |
Kayıtlar içinde o sırada yanımda olan editörün irtibat numarası var. | Open Subtitles | في وقت إغتياله يتضمن السجل رقم هاتف المحرر الذي كان معي |
Pekâlâ eğer editörün bu hikâyenin önemini göremiyorsa o hâlde o ya bir aptal ya da eşcinsel düşmanı. | Open Subtitles | حسناً, أتعرف, إذا كان محررك لا يري أهمية القصة, فإنه غبى. أو مصاب برهاب مثليى الجنس. |
En iyi bilim dergilerinden olan Science'ta editörün Seçimi oldu. | TED | كانت خيار المحررين في ساينس، وهي مجلة علمية مصنفة. |
Onun notlarına el koyamıyoruz, çünkü onları editörün ofisinde güvenli bir yerde saklıyor. | Open Subtitles | لا نستطيع مصادرة مذكّراتها ، لأنّها تبقيهم في مكان آمن ، في مكتب رئيس التحرير |
Noah, editörün gerçek tepkisini görmek için kitabı gizlice gönderdi. | Open Subtitles | لقد عرضه على نحو سري لأنه يريد ردة فعل رئيس التحرير الحقيقية |
Bana bu editörün gazetende ne yayınlayacağını söylediğini söyledin. | Open Subtitles | قلت إن رئيس التحرير ذاك أخبرك بما سيطبعه وينشره في جريدتك. |
Yani editörün böyle bir şey yapmayacak, değil mi? | Open Subtitles | أعنّي ، رئيس التحرير لن يستبعدك ؟ |
editörün futbol makalesinden nefret ediyor. | Open Subtitles | رئيس التحرير لم ترقه مقالة كرة القدم |
Ama sorun şu ki, editörün buna izin vermeyecektir. | Open Subtitles | ... المشكلة هي أنَّ رئيس التحرير لن يسمح لكِ بذلك |
Basın toplantısını dinleyebilirsin, ama editörün bu toplantıyla ilgili yazdıklarını da dinleyebilirsin. | TED | تستطيع أن تستمع لندوة صحفية فضلا عن تمكنك من قراءة ماقاله المحرر حول هذه الندوة. |
Şimdi bu hikâyeyi editörün masasına bırakmam gerek. Marifetimi göstermem gerek. | Open Subtitles | الآن لإيصال هذه القصة على مكتب المحرر سيتطلب هذا جزءاً من خداعي |
- Üzgünüm ama editör mektubunu editörün yani Daniel'ın yazması gerekmez mi? | Open Subtitles | امم,اسفه لكن الا يجب على رسالة المحرر ان تكون من دانيل |
Ama yeni editörün gözüne girebilmek için buna kesinlikle ihtiyacı var. Ona anlatmalıyım. | Open Subtitles | لكنه بالضبط ما تحتاجه للتأثير على المحرر الجديد، يجب أن أخبرها |
Mumbai Beat'te editörün yeni asistanı artık Aisha Banerjee! | Open Subtitles | مساعدة المحرر الجديدة لصحيفة نبض بومباي عائشة بانرجي |
Duyduğuma göre editörün gece gündüz demeden çalışıyormuş bu yüzden pazartesi günü montajlı halini görmek isterim. | Open Subtitles | وسمعت أن المحرر قد تم تعمل على مدار الساعة لذلك أنا أحب حقا أن نرى جمعية الاثنين. |
Lisa Jordan haberi yok etti ama editörün sana verdi. | Open Subtitles | ومن ثم قام محررك بنقلها لك |
- editörün ne dedi? - Peşini bırakmamı. | Open Subtitles | ماذا يقول محررك - أن أدعها - |
Bir düzine yazar ve editörün yardımıyla 8 Mart 2018'de olağanüstü 15 kadının hikâyesini yayımladık. | TED | وبمساعدة العديد من المحررين والكتاب، قمنا في الثامن من مارس عام 2018، بنشر قصص خمس عشرة امرأة استثنائية. |
Aşırı hevesli birkaç editörün gazetelerini satmak için ellerinden geleni yaptıklarını düşünüyorum ve onların müziğinde dansetmek hata olur. | Open Subtitles | يكدحون لبيع صحفهم... وسيكون من الخطأ مجاراتهم |
editörün attı. Bir saat önce konuştuk. | Open Subtitles | رئيس تحريرك هو الذي فعل تَكلّمنَا سوياً قَبْلَ ساعَةٍ |