Yangın musluklarının önüne park ediyorlardı ve hiç ceza yemiyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يصفّون سياراتهم بأماكن ممنوعة ولم يتعرضوا أبداً لمخالفة واحدة |
Ekibimden iki kişi Goa'uld'u takip ediyorlardı. Dört saaten fazladır kayıplar. | Open Subtitles | اثنان من فريقي كانوا يطاردون الجواؤلد هم مفقودين من أربع ساعات |
Dans etme sırası için kavga edip birbirlerini düelloya davet ediyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يتدافعون ويهددون بعضهم البعض اذا ظنوا أنه دورهم فى الرقص |
Kavga ediyorlardı ve bebek yapmamaya karar verdiler. | Open Subtitles | لقد كانو يتشاجرون وقررو عدم الحصول على واحد |
Kim ateş ediyordu, kime ateş ediyorlardı ve neden anlaşamadılar? | Open Subtitles | من كان يطلق النار، وعلى من كانوا يطلقون النار، ولم لم يحاولوا الخروج؟ |
Çığlık atıyorlardı, dışarıya koştular, bilinçsizce hareket ediyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانا يصرخان ، و خرجا من هنا عدوا و لم يكن هذا يعنى شيئا بالمرة |
Dolayısıyla elbette başta çekiniyorlardı; nasıl davranacağımı, nasıl iletişim kuracağımızı merak ediyorlardı. Askerlerin büyük çoğunluğu benden evvel sağır biriyle iletişim kurmamışlardı, çekinceleri doğaldı. | TED | لذلك بالطبع كانوا مندهشين، وتساءلوا في البداية كيف سأفعل هذا أو ذاك، وكيف سنتواصل وأشياء من هذ القبيل، الذي هو رد فعل طبيعي، باعتبار أنه لم يتعامل أغلبهم مع شخص أصم أبدًا. قبلي. |
Gönüllüler hayatlarını feda ediyorlardı. | Open Subtitles | اعتاد الناس العيش في (فيتنام)0 ولم ينفكّ المزيد من المتطوّعين يجنّدون أنفسهم للموت |
Döngülere baskın yapıyorlardı. Çocuklarla dolu bütün yuvaları ölüme terk ediyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يقومون بغاراتِ على الحلقات ويقتلون ورائهم بيوتاً مليئةً بالأطفال |
Jim Crow olarak bilinen bir kast sistemini yok ediyorlardı. | TED | كانوا ينشقون عن نظام طائفي عرف باسم جيم كرو. |
Bu insanlar barışçıl olmalarına, protesto bile etmemelerine rağmen, onlara kötü muamele ediyorlardı. | TED | كانوا يتعاملون مع الشباب والبنات بقسوة رغم أنهم يقفون بشكل سلمي وبسيط على الكورنيش لم يكونوا يتظاهرون |
Ama felsefecilerin sorunu şuydu ki bilim hakkında konuşmaları gerekirken felsefe yapmaya devam ediyorlardı. | TED | ولكن المشلكة مع هؤلاء الفلاسفة هم انهما كانوا يفلسفون الامور كثيراً بدلا من ان يسلكوا منحى علمياً في النقاش |
Bunları biriktiriyorlardı ve farklı kasabalardaki birçok yere bunları saklamaları için teslim ediyorlardı. | TED | لقد كانوا يجمعونها ويسلمونها إلى أماكن مختلفة حول البلدات المختلفة لحفظها في صناديق الآمانات. |
gençleri hatırlarsınız belki. Amerikalı Müslümanları ayaklanmaya ve şiddete teşvik ediyorlardı, | TED | إنهم الذين حاولوا أن يرسلوا المفجر الانتحاري إلى هنا، و كانوا يستخدمون الانترنت لتشجيع العنف بين المسلمين الأمريكان |
Onlar temas edilmemiş kabileleri korumak için ormana hizmet ediyorlardı. | TED | كانوا يقومون بخدمة الغابة لحماية القبائل الغير معروفة. |
Onları en son aradığımda, arka bahçeden ev yapımı bir ürünü kontrol ediyorlardı. | TED | في آخر مرة اتصلت بهم، كانوا يفحصون المنتجات التي نمت خارج المنزل في حديقتهم الخلفية. |
Yıllardır onları rahatsız eden sorunlara çözüm bulmayı hayal ediyorlardı ve bu, o hayalleri gerçeğe dönüştürmek için bir şanstı. | TED | كانوا يحلمون بحل للمشاكل التي كانت تزعجهم لسنوات، وكانت هذه فرصة لتحويل تلك الأحلام إلى واقع. |
Suyun, toprak kullanımının özelleştirilmesini ve endüstriyel kirliliği protesto ediyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانو يحتجون علي خصخصة المياه وحقوق الاراضي ، والتلوث الصناعي |
Onlar bana ateş ediyorlardı, ben de onlara ateş ettim! Kazayla oldu! | Open Subtitles | ، لقد كانو يطلقون علي النار ، وأنا قمت بإطلاق النار أيضاً . لقد كانت بالخطأ |
Kazara nasıl zincirleme reaksiyon oluşturduğunu merak ediyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانا فضوليين حول كيف تمكن من بدأ سلسلة تفاعلات نووية في مختبره بالخطأ |
Bazı çocuklar bana seyretmemiş olduğum "Geceyarısı Ekspresi" filmi hakkında sorular soruyorlardı. Günde kaç sigara içtiğimi sorguluyorlardı, çünkü bütün Türklerin sigara tiryakisi olduğunu sanıyorlardı. Kaç yaşından sonra başımı kapayacağımı merak ediyorlardı. | TED | كان الاطفال يسألونني عن فيلم "Midnight Express", الذي لم أشاهده. واستفسروا عن عدد السجائر التي أدخنها في اليوم. لأنهم ظنوا أن جميع الأتراك كانوا مدخنين شرهين. وتساءلوا في أي سن سأبدأ بتغطية شعري. |
Gönüllüler hayatlarını feda ediyorlardı. | Open Subtitles | اعتاد الناس العيش في (فيتنام)0 |