Şimdiye kadar bir kilo ürün elde ediyoruz, ya da beş kiloya kadar. | TED | من الإخراج. وحتى الآن نحن نأخذ واحد، أو ما يصل إلى خمسة كيلوغرامات. |
Brezilya ve Küba'dan 50.000 metrik ton şeker ithal ediyoruz. | TED | نحن نستورد 50،000 طن متري من السكر من البرازيل وكوبا. |
Şu anda katılımcıların kaç tane kraker yediğini takip ediyoruz. | TED | نحن فقط نتابع كم قطعة سيأكل المشاركين هذه الكعك المملح. |
Şehrin kuzeyine doğru beyaz bir taksideki asileri takip ediyoruz. | Open Subtitles | إننا نطارد متمرّدين في سيارة أجرة بيضاء شمال المدينة، حوّل |
Bugün 57 yerel çiftçiden 240 tür farklı ürün tedarik ediyoruz. | TED | اليوم، نحن نوفر 240 صنف من المنتجات من 57 مزرعة محلية. |
Büyünün kanıtları ve cinayetin ortaya çıkmasıyla kefaret istediğimizi beyan ediyoruz... | Open Subtitles | شرفك، إعترف السجين بكل شىء السيد الوكيل، نحن مستعدون لسماع طلباتك |
Tamam, mahkemenin insanların vahşi olduğu iddialarını... destekleyecek kanıtları olduğunu kabul ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نوافق على أن هناك أدلة تعضد الاتهام بأن البشر كانو همجا |
Denekten çıkan enerjiyi hala analiz ediyoruz, bu gerçekten olağanüstü. | Open Subtitles | نحن ما زِلنا نُحلّلُ الطاقةَ ..المبعوثة بالموضوعِ،لكن . هذا رائعُ. |
Şirket müşterilerimize ek olarak, 25 yabancı ülkeyi temsil ediyoruz. | Open Subtitles | بالإضافة إلى زبائننا المتعلقون بالشركات نحن نمثل 25 بلد أجنبى |
Ve kabul etsen de etmesen de, yüksek bir amaca hizmet ediyoruz. | Open Subtitles | و سواء انت راغب فى قبوله او لا نحن نؤدى امور عليا |
- Biz sadece çarpmamayı tercih ediyoruz. - Hadi. Buradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | نحن نفضل أن لا نتحطم تعال يجب أن نخرج من هنا |
Ve bazen, geceleri, onları dışarı çıkartıyoruz ve takdir ediyoruz. | Open Subtitles | وأحيانا، لساعة متأخرة من الليل نحن نخرجها و نعجب بها |
Karmaşıklıktan Konfüçyus'a geçmek için neden bu kadar acele ediyoruz? | Open Subtitles | لماذا نحن في مثل هذه الاندفاع للانتقال من الخلط لكونفوشيوس؟ |
Onların seviyesine inmemize gerek yok biz onlarla mahkemede mücadele ediyoruz. | Open Subtitles | لتبرير العنف ليس علينا الانحدار لمستواهم نحن نقاتل الهنود في المحكمة |
Bizde bir sorun yok. Biz sadece kendimizi ifade ediyoruz. | Open Subtitles | يارجل، ليس هناك خطب بنا نحن فقط نعبّر عن انفسنا |
Aslında sana iltifat ediyoruz çünkü salakça bir şey yapacağız. | Open Subtitles | حقيقة نحن نتفه الأمر تماما لأننا سنقوم بشيء غبي للغاية |
Binicilerden ya da midillilerden... herhangi birinin aksanlı konuşup konuşmadığını merak ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نتساءل عمّا إذا كان أيّ من الممتطيات أو المهور أصيب بحادثة |
hayvan toplulukları hakkında veriler topluyoruz, karmaşık motifleri analiz ediyoruz ve onları açıklamaya çalışıyoruz. | TED | إننا نجمع البيانات عن مجتمعات الحيوانات، نحلل الأنماط المركبة، نحاول تفسيرها. |
Sayın Hakim, biz cinayetin orada işlenmiş olduğunu kabul ediyoruz. | Open Subtitles | سيدتى القاضية نحنُ نومن بأن هناكَ جريمة قد حدثت بالفعل |
Bizim yapamayacağımız kadar karmaşık ama doğal kaynağından elde edebiliriz. ediyoruz da çünkü en güçlü antibiyotikler arasında yer alıyor. | TED | إنه أمر معقد للغاية، ولكن نستطيع الحصول عليه من مصدره الطبيعي، ونحن نفعل ذلك، لأنه أحد أقوى المضادات الحيوية لدينا. |
Dışarıdaki işimizi dert edemeyiz şimdi. Daha içeridekini zor idare ediyoruz. | Open Subtitles | لا يُمكننا القلق بشأن عملنا بالخارج، إنّنا بالكاد لدينا عملٌ داخليّ. |
Karşılığında, müvekkilime karşı yapılan tüm suçlamalar için dokunulmazlık talep ediyoruz. | Open Subtitles | وفي المقابل، نود اتفاق الحصانة لجميع التهم الموجهة إلى السيدة كيتنغ. |
Yaşama elverişlilik kavramındaki ilerleyişimiz devam etmekte, ama bu arada Yeryüzü'ndeki hayatın işaretlerini anlamaya da devam ediyoruz. | TED | لقد كنا نُحرز تقدمًا في فهمنا لقابلية السكن، ولكننا أيضًا كنا نُحرز تقدمًا في فهمنا لعلامات الحياة على كوكب الأرض. |
Afganistan'daki değişikliklerin bittiğini sanmayın, kesinlikle, devam ediyoruz. | TED | حسنا لا تحسبوا أن التحولات في أفغانستان انتهت؛ على الإطلاق. لا زلنا مستمرين. |
Milyonlardan söz ediyoruz burada. | Open Subtitles | إنّه من يجلب العمل لنا. إنّا نتعامل مع ملايين هُنا. |
Gerçekten minnettarız ve ilk dansımızda bize katılır mısınız diye merak ediyoruz? | Open Subtitles | نحن حقا نقدر هذا ونود منكم ان تنضموا الينا في رقصتنا الاولى |
Binayı kapattık ve konuştuğumuz sırada şüpheliyi aramaya devam ediyoruz. | Open Subtitles | نعم سيدي، قمنا باغلاق المبنى وإننا نبحث عن المشتبه بينما نحن نتحدث |
Hayır ciddiyim dostum. Maçı kabul ediyoruz. | Open Subtitles | لا أنا جاد يا رجل أسمع , سوف نخوض المباراة |
Biz kendi fikirlerimizi kendimiz sabote ediyoruz. Engelleri kendimiz defetmeliyiz. zorluğun bizi değiştirmesine izin vermek yerine ilerlemeli,hayalimize tutunmalı ve onu gerçekleştirmeliyiz. | TED | أتعلمون إننا المخربون لأفكارنا، فقط يجب أن نمنع تلك العواقب ونمنع العواقب بدلاًمن السماح لها بأن تغيرنا واختيار أن نتقدم ونملك حلم لجعله واقعا |