"efendisinin" - ترجمة من تركي إلى عربي

• سيده
• سيّده
• سيدها
• سيدته
• أسيادك

efendisinin aşırı ıstırabını bitirecek her şeyi yapabilecek biri.
الذى قد يفعل اى شئ ليساعد فى انهاء معاناة سيده

Baş adamı efendisinin zar zor sağ olarak kaçabildiğini söyledi.
مساعده الأول قال أن سيده بالكاد هرب حياً

Amacı efendisinin kimliğini gizli tutmaktı.
وقد ذهب الى حتفه برغبته ليُخفى على شخصية سيده

Sadık, adanmış, efendisinin ölümüyle yıkılmış gibi görünen.
موالٍ، مخلص على ما يبدو قد ذُهل على وفاة سيّده

Efendisini ısırarak efendisinin evini ele geçiren kuduz bir kurt köpeği olacağım.
الكلبُ الذي يقومُ بعضّ يد سيّده ويأخذُ بيت صاحبهِ. سأصبحُ كلب ذئب مسعوراً.

Van Ruijven'in aşçısı efendisinin senin resmini yapacağını söyledi.
طباخة "فان رايفن" تقول أنك سترسمين مع سيدها

"Herhangi bir çırak, efendisinin izni olmaksızın işini bırakırsa bahsi geçen efendi, çırağı takip edebilir ve yakalayabilir.
"إذا غادر المتمهن العمل لدى سيده أو سيدته بدون موافقة فعلى السيد أن يلاحق ويأسر المتمهن

Çünkü ben 100 yıl evvel buradan gittiğimde efendisinin kamçısından ürperen zavallı bir sıçanın tekiydin.
هذا طريف، لأنّي لمّا غادرت منذ ألف عام كنت مجرّد... شحّاذ مثير للشفقة ترتجف من جلدات سياط أسيادك.

Yaşlı bir adam. efendisinin izleri etine kazınmıştı.
وهو رجل كان لسنوات علامة سيده محفورة على جسده

Eğlence peşindeki bu duppy bir çalıda efendisinin yemek zilini çalmasını bekler.
ذلك الشبح يبدو أنّه عالقٌ في انتظار سيده لدّق جرس العشاء

Kaçak bir çingene köle efendisinin parasını çalmış.
عن عبد غجري هارب كان قد سرق مال سيده النبيل

Ama tüm dünyaya onun efendisinin ben olacağımı göstereceğim.
...ولكني سأثبت للعالم أني أستطيع أن أكون سيده

Trakyalılar Roma yasalarını bilmez eğer bir köle efendisinin kanını dökerse bütün köleler öldürülür!
الثراسي لا يعرف القانون الروماني! لو أنّ عبداً واحداً أراق دم سيده.. فسيُحكًم علينا جميعاً بالموت

Romalı efendisinin hevesleriyle idare edilen birini değil.
لا تحكمه فكرة من سيده الروماني

Nygaax kurbanlarını birer birer öldürüp cesetleri, efendisinin önünde bırakmış.
(النيجاكس) أخذ ضحاياه واحدة تلو الأخرى، ليطرحهم أدنى قدم سيّده.

İlki, efendisinin eşiyle ihtiraslı bir aşk yaşyordu.
-أوّلاً: كان يخفي علاقة جنسيّة مع زوجة سيّده

Etinde efendisinin bıraktığı yaralar vardı.
ولديه ندبات سيّده محفورة بجسده

Kız, efendisinin canını aldığımdan beri başıboş yetim çocuklar gibi beni takip ediyor.
-تلك الفتاة تتبعني كالجرو ... منذ أن قتلت سيدها

efendisinin sesi.
صوت سيدها

Söz konusu çırağın, tekrar efendisinin hizmetine verilmesi için görevlendirilmiş herhangi bir sulh hakimi huzuruna çıkarılması gerekmektedir."
و يحضره ليتم محاكمته أمام السلطات و التي من واجبها أن تلزم المتمهن بالعمل لدى سيده أو سيدته"