Böylece her baktığında kendi egosunun yansımasını görüyor. | Open Subtitles | حتى يرى إنعكاس غروره في كل مرة ينظر إليهن |
egosunun daha fazla beslenmeye ihtiyaci yok. | Open Subtitles | غروره لا يحتاج لمزيد من الإشباع. |
egosunun daha fazla beslenmeye ihtiyacı yok. | Open Subtitles | غروره لا يحتاج لمزيد من الإشباع. |
- Adamın çok fazla egosunun olduğu belli. | Open Subtitles | حسناً ، من الواضح أن ذلك الرجل يُعاني من غرور مُبالغ فيه |
Ölümünden bir yıl sonra bile Covington'ın egosunun yaşadığını görmek güzel. | Open Subtitles | من الجيد رؤية غرور (كوفينتون) يعيش بعد سنة من موته |
Dergiye gelince Jack'in egosunun dışavurumundan başka bir şey değil. | Open Subtitles | والمجلة؟ ليست ألا ارضاء لغرور جاك ماركس |
Normalde Dr. Cox'un büyük egosunun alacağı zarar kutlama nedeni olurdu. | Open Subtitles | عادة أي أذى لغرور الدكتور (كوكس) المتضخم |
Youpi, zevk kırıntılarından bunalıma doğru geçiş yaparken egosunun tortuları olarak adlandırabileceğimiz bencil yeteneği tamamıyla, bu gücü Kral'ın hizmeti için nasıl kullanabileceğine odaklanmıştı. | Open Subtitles | "وبينما يتقلّب مزاج (يوبي) بين السعادة المتوانية والكآبة" "فإنّ تلك القدرة الأنانيّة التي بوسعها إخماد غروره" "كانت مُركَّزة فقط على كيفيّة استخدامها من أجل الملك" |
Alistair egosunun tatmin edilmesini hiç önemsemedi. | Open Subtitles | (أليستر) لا يعبأ بإرضاء غروره. |