Eğer burada bir ekmek kızartma makinesi olsaydı şimdiye ölmüştün. | Open Subtitles | لو كان يوجد محمصة خبز هنا ، لكنت ميتًا الآن |
O halde tamam diye düşündüm deneyeceğim ve sıfırdan elektrikli bir ekmek kızartma makinesi yapacağım. | TED | فقلت .. في نفسي .. حسناً اريد ان احاول ان اصنع محمصة خبز كهربائية من الصفر |
Mikrodalga yok, ekmek kızartma makinesi yok. | Open Subtitles | لا يوجد مايكروويف ولا محمصة خبز كهربائية |
ekmek kızartma makinesi çalışmıyorsa, kabloda sorun olabilir. | Open Subtitles | إن كانت محمصة الخبز لا تعمل فقد تكون الأسلاك معطوبة |
ekmek kızartma makinesi çalışmıyorsa ve evdeki elektrik tesisatında sorun yoksa, sorunun şehrin elektrik şebekesinde olması gerekir. | Open Subtitles | إن كانت محمصة الخبز لا تعمل وكانت الوصلات في المنزل سليمة فلا بدّ أن المشكلة في شبكة الكهرباء العامة |
Markete gidip eskisinin yerine yepyeni bir ekmek kızartma makinesi aldım. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى المتجر واشتريتُ لكَ محمّصة خبزٍ جديدة عِوض القديمة{\pos(190,210)}. |
Diğerleri ise ekmek kızartma makinesi ile, ve mühendisler bunun mekaniğini çizmeye bayılıyorlar. | TED | وثمة رسومات أخرى تركز على آلة تحميص الخبز، ويحب المهندسون رسم آلة تحميص الخبز بهذا الشكل. |
Bana ekmek kızartma makinesi fırlattı. | Open Subtitles | فألقى عليّ محمصة خبز |
ekmek kızartma makinesi. | Open Subtitles | إنّها محمصة خبز |
Bana ekmek kızartma makinesi fırlattı. | Open Subtitles | فألقى عليّ محمصة خبز |
Ona ekmek kızartma makinesi aldım. " | Open Subtitles | l إشتراه محمّصة. |
Düğümler ekmek kızartma makinesi ve insanlar gibi somut nesneleri gösteriyor, oklar ise düğümler arasındaki bağlantıyı gösteriyor. | TED | فالعقد إذًا تمثل الأشياء الملموسة مثل آلة تحميص الخبز والناس، والروابط تمثل العلاقات بين العقد. |