Belki de nehre düşmüş ya da yemek eksikliğinden ölmüştür. | Open Subtitles | ربما دخل النّهر .أو مات من جراء نقص الطعام المناسب |
Ama öyle değil... Öyle olmayışının bir bölümü bilgi eksikliğinden kaynaklı. | TED | جزء من المشكله، بالطبع، هو نقص المعلومات. |
Kaynak eksikliğinden dolayı, gezici bebek bakımı bölümünü kapatıyorum. | Open Subtitles | بناءاً على نقص الأموال سأقوم بإعلاق هواتفكم الصغيرة |
Şu koyu halkalara bakarak, demir eksikliğinden derdim. | Open Subtitles | بحكم رؤيتي لهذه العينان الذابلتان أعتقد أن هذا يعني نقص في الحديد |
Soruşturma Bölümü yeterli kanıt eksikliğinden giremiyor. | Open Subtitles | لكن مديرية التحقيقات تشتكي من نقص الأدلة |
Sizin evde bir ebeveyn otoritesi eksikliğinden şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أنا قلق بخصوص نقص الاشراف االعائلي في منزلك حقا؟ |
Onun vitamin eksikliğinden muzdarip olmaması sayesinde bizi ayırt edebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك التفريق بيننا لأنها لا تعاني من نقص الفيتامينات |
Besin eksikliğinden dolayı, babamın,asabi bir yapısı vardır. | Open Subtitles | لابد و أن نقص التغذية هي سبب حدة مزاج أبي |
Delil eksikliğinden dolayı davayı kapatmak için başvurdular. | Open Subtitles | قدّموا مذكرة لرفض القضية بناءاً على نقص الأدلّة عندنا |
Ruslar, geçmişten gelen genetik özelliklerine bakarsak folik asit eksikliğinden kaynaklı daha esnek yumuşak dokuya sahiptirler. | Open Subtitles | الروس، من منظور وراثي تاريخي، يملكون أنسجة رخوة أكثر ليونة جراء نقص حمض الفوليك. |
Düşük hemoglobinli demir eksikliğinden kaynaklı anemisi var. | Open Subtitles | لديه فقر دم ناتج عن نقص الحديد مع ضعف في خضاب الدم |
İnternetten yürüttüğüm iş envanter eksikliğinden dolayı yavaşladı biraz, ama bu akşam hallederim. | Open Subtitles | زيارتها الأعمال التجارية على الإنترنت بلدي تباطؤ بسبب نقص المخزون، و لكن سوف يكون لي لانها لكم هذه الليلة. |
Çalışmam ana içerik eksikliğinden dolayı amacına ulaşamadı. | Open Subtitles | عملي كان محبطًا بسبب نقص في المكوّن الأساسي. |
Temel olarak, dünya nüfusunun yarısı demir, çinko, iyot ve A vitamini eksikliğinden muzdarip. | TED | أساسا , إن نصف العالم تقريبا يعاني من نقص في الحديد , الزنك , اليود و فيتامين أ . |
Kömür eksikliğinden, evlerin ısınma sorunu korkunç ebatlara ulaştı. | Open Subtitles | بسبب نقص مخزون الفحم، كما أن مشكلة تدفئة المنازل تجاوزت كل الحدود... |
Çocuk Servisi'nde ki eleman eksikliğinden dolayı, en erken yarına kadar gelemezlermiş. | Open Subtitles | اتصلنا برعاية الأطفال، لكن عندهم نقص في الأيدي العاملة... ولا يمكنهم الحضور قبل الغد... |
Buna vitamin eksikliğinden kaynaklanan pelegra neden oldu. | Open Subtitles | سببها نقص الفيتامين داء البيلاجرا |
Kıtlık - en azından son yüzyıllık tarihimiz boyunca yiyecek eksikliğinden dolayı olmadı. | Open Subtitles | المجاعات - على الأقل على مدى القرن الأخير من التاريخ لم تكن بسبب نقص الطعام. |
Kalsiyum eksikliğinden. Bebek hepsini tüketiyor. | Open Subtitles | نقص في الكالسيوم, الجنين يأخذه كله. |
Bu takdire şayan öngörü eksikliğinden dolayı seni affediyorum. | Open Subtitles | أسامحك عن نقص البصيرة الملحوظ هذا. |