Terzine, pantolon agina kocaman vajinani koyabilmen için ekstradan bir yer dikmesini söylesene. | Open Subtitles | هل تطلب من خياطك أن يترك لك مساحة إضافية من أجل عورتك الكبيرة؟ |
Bir gün, ona gece ekstradan 15 dakika verebilir miyim diye sormaya geldi. | Open Subtitles | يوم واحد، وقال انه جاء لي تطلب مني تزويده 15 دقائق إضافية ليلا. |
Park için haftada ekstradan 50 $ alırım. | Open Subtitles | هذه خمسون دولار إضافية كل اسبوع أجرة للوقوف |
Fakat bazen ekstradan bir göğüs dokusu olmaması gereken bir yerde kalabilir. | Open Subtitles | لكن وفي بعض الأحيان يتبقى نسيج إضافي في أماكن لا ينتمي إليها |
Ve mantarlı olan kısmın üzerine ekstradan sos alabilir miyiz acaba? | Open Subtitles | ، وعلى نصف عيش الغراب يمكن ان نضع صلصة اضافية ؟ |
Ki yakın bir zamanda değil çünkü eminim ekstradan Glee Kulübü için çalışıyor olman spermlerini streslendirir. | Open Subtitles | والذي قد لا يكونُ ذلك بأيّ وقتٍ قريب لأنني متأكدة أنّ كلّ هذا العملَ الإضافي الذي تقومُ بهِ لناديّ الغناء سيرهقك |
Bu ekstradan bir hediye. Ben yokken kendine iyi bakman için. | Open Subtitles | إنها هدية إضافية حتى تبدين جميلة بينما لست هنا |
Burada yaşayabilmek için, memeliler bazı ekstradan yeteneklere ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | للبقاء حيّةً هنا، تحتاج الثديـّات مواهب إضافية. |
ekstradan beş papele bu kredi kartı numaralarını aslı gibi plastiklere koyabilirim. | Open Subtitles | يمكنُني أن أضع أرقام بطاقة الإئتمان على بلاستيك حقيقي من أجل خمسة فواتير إضافية |
sana telefon etmeyi düşündüm çünkü... bir tane, ekstradan biletim vardı. | Open Subtitles | فكرت في أن أتصل بك لأني أملك تذكرة إضافية |
Başına ekstradan çıkan iş için 1.000 Avro. | Open Subtitles | مقابل العمل غير المتوقع، هذه ألف يورو إضافية. |
Salı gecesi ekstradan bir iki dakikaya ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | أنّي ربما أحتاج إلى دقائق إضافية مساء الثلاثاء |
Etkinlik için ekstradan çene de giymişsin. | Open Subtitles | أراك مرتديا قميصا بذقن إضافية من أجل المناسبة. |
Ve Knock Knock Knock'ta herkese kişisel ihtiyaçları için yemek molalarında ekstradan 15 dakika verdim. | Open Subtitles | واستخدمت طريقتي في الإسراع لأعطي الجميع خمسة عشرة دقيقة إضافية في موعد الغداء ليهتموا بأمورهم الشخصية |
ekstradan 15 saniye bir şeyi değiştirmez nasılsa. | Open Subtitles | مدة 15 ثانية إضافية لن تحدث فرقاً على أيّ حال |
ekstradan biraz para kazanıyordur belki diyorum... bir mobilya satıcısına metresini öldürmesinde yardım ederek. | Open Subtitles | أقول إنّ بإمكانه جني مال إضافي بمساعدته بائع مفروشات ثرياً في قتل صديقته الحميمة |
Beyler ekstradan harçlık ister misiniz? | Open Subtitles | يا رفاق أتودان كسب مال إضافي لمصروف جيبكم؟ |
her yeni işveren, Aynı şeylere bakar... ekstradan çalışabilir misin? | Open Subtitles | أيّ صاحب عمل جديد يبحث عن نفس الأشياء التي ترغب بزيادة ميل إضافي لأملاكه؟ |
Pekâlâ, baylar bayanlar, görünüşe göre ekstradan bir yarışmamız var! | Open Subtitles | حسـنا ، سيداتي وسادتي يبدو أنكم حصلتم على مباراة اضافية |
Bana Bayan Croft'un cesedini ve küreyi teslim ettiğinde sana ekstradan 12 milyon daha vereceğim. | Open Subtitles | سادفع لك 12 مليون دولار اضافية. ستكون من نصيبك عندما تسلم الكرة بجانب جثة السيدة كروفت. |
ekstradan para kazanmak iyi olurdu ama, ama eğer mutsuzsan buna değmez. | Open Subtitles | سيكون جميل ان تكسب اموال اضافية ولكن .. اذا كنت غير سعيد .. |
Şimdi eğer Albert Yılan gözler ile Chip Lacey i masaya oturabilmek için ekstradan 25.000 getirmelerine ikna edebilirse. | Open Subtitles | إذا, إذا استطاع ألبرت إقناع "شيب لاسي"و"عيون الثعبان" بدفع المبلغ الإضافي لكل منهما من أجل مكان على المنضدة |