El Şebab adlı terörist örgütle bağlantısı var. | Open Subtitles | لهعلاقاتمع خليةلإرهابيةتدعى حركة الشباب |
Düzenleyemeyiz. O bölge El Şebab'ın kontrolündedir. | Open Subtitles | - "لا يمكن، المنطقة تسيطر عليها "حركة الشباب - |
Hanımefendi, o bir El Şebab üyesi ve Doğu Afrika'da arananlar listemizde dördüncü sırada. | Open Subtitles | سيدتي، إنها عضو في "حركة الشباب ورابعة المطلوبين ضمن القائمة |
El Şebab'a katılarak ABD'ye düşman olduğunu açıkça beyan etti. | Open Subtitles | بانضمامه لـ"حركة الشباب يعني أنه عدواً للولايات المتحدة |
Ama politik olarak açıkçası İHA saldırısıyla bir kızı öldürdüğümüz için suçlanmaktansa, 80 kişinin ölümü için El Şebab'ı suçlamak benim işime gelir. | Open Subtitles | ،لكن في الحقيقة، سياسياً "افضل اتهام "حركة الشباب أنهم قتلوا 80 شخصاً اثناء التسوق عن دفاعي عن طائرة مسيرة لقواتنا قتلت طفلة بريئة |
Somali'li El Şebab militanları Nairobi'de infaz ettikleri isimsiz bir adamın görüntülerini yayınladı. | Open Subtitles | مسلحوا حركة الشباب الصومالية" نشروا هذه الصورة لرجل مجهول الاسم يقولون أنهم قاموا" "(باعدامه في (نايروبي |
Kenya'daki El Şebab dehşeti, iki yıl önce Nairobi'deki Westgate alışveriş merkezine yapılan ve 67 kişinin ölüp 175 kişinin yaralandığı saldırıyla artmaya başladı. | Open Subtitles | تطرف حركة الشباب في (كينيا) تصاعد مع الهجوم" (على مركز التسوق (ويستكيت في (نايروبي) قبل سنتان |
El Şebab, Somali yarımadasında kendilerine ait katı şeriat kanunlarını dayatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | حركة الشباب تريد أن تفرض" "(قانونها في الشريعة في (القرن الأفريقي |
Parklands'ın varoş bölgesindeki şu evde El Şebab'ın kilit isimlerinin toplanacağı istihbaratını aldık. | Open Subtitles | لدينا معلومات استخباراتية "عن اجتماع لاعضاء من "حركة الشباب (في ضاحية (باركلاندز هنا في هذا البيت |
Kendisi bir El Şebab yöneticisi. | Open Subtitles | إنه وسيط في "حركة الشباب |