Sanırım, yemek alışverişi yapmanın bir elbise almak kadar zevkli olduğunu düşünen Paris'teki tek Amerikalı benimdir. | Open Subtitles | يبدو أن الشخص الأمريكي الوحيد الذي أعرفه في "باريس". يظن أن التسوّق لشراء الطعام ممتع بنفس متعة التسوق لشراء فستان. |
Bayan Eyre ve ben bugün elbise almak için Millcote'a gidiyoruz.. | Open Subtitles | اليوم سأذهب أنا والآنسة (آير ) للمدينة لشراء فستان جديد |
Yapmam gereken tek şey, yeni bir elbise almak. Hayır! | Open Subtitles | كل ماعليكِ فعله أولاً هو شراء فستان جديد |
Sergei'ye Dmitri gelmeden önce yeni bir elbise almak istediğini söyle ve buradan toz ol. | Open Subtitles | أخبري (سيرجي) أنك تودين شراء فستان جديد. قبل أن تقابلي (ديميتري) عندها أهربي من هنا. |
- Bir elbise almak istiyorum. | Open Subtitles | - اريد شراء فستان |