ويكيبيديا

    "elbiseye" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفستان
        
    • الثوب
        
    • فستان
        
    • اللباس
        
    • الرداء
        
    • ثوب
        
    • فستاناً
        
    • لباس
        
    • الفساتين
        
    • لملابس
        
    • اللبس
        
    Bu elbiseye dokunursan, bir daha buraya asla adımını atamazsın. Open Subtitles اذا لمست هذا الفستان لن تطأ قدمك هذا المكان ثانية
    Kırmızı elbiseye girmem için, kilo vermem için bir sebep. Open Subtitles انه سبب لتفقد وزنك انه سبب لارتدى الفستان الاحمر
    Nerdeyse elbiseye sığıyorum, kırmızı olana. Çok az kaldı, kırmızı elbise tam olacak. Sara, Postacı! Open Subtitles استطيع تقريبا ان اغلق سوستة الفستان الاحمر انا تقريبا رفعت السوستة الى الاعلى
    Beni bu elbiseye sokarsan sana haftada on dolar fazladan veririm. Open Subtitles ضعني بذلك الثوب , وسوف وسأدفع لك 10 دولار إضافية بالأسبوع
    Tamam, dinle bak. Çok süper bir elbiseye ihtiyacım olacak. Open Subtitles حسناً, اسمعي, عليّ أن أذهب لأحصل على فستان رائع حقاً
    Tanışma günü giydiğim elbiseye zor da olsa sığmayı başardım. Open Subtitles المدارة للضغط نفسي في نفس اللباس أنا ارتدى عندما كنت ديب.
    Neden bu elbiseye sığmadığımı anlamıyorum. Open Subtitles أنا لا أفهم لماذا لا أستطيع الدفع بهذا الرداء
    -Hadisene. Artık kırmızı elbiseye sığıyorum... Open Subtitles هيا انا تقريبا اصبحت ملائمة مع الفستان الاحمر
    Kilo vermem için bir sebep.... Kırmızı elbiseye girmek için. Open Subtitles انه سبب لتفقد وزنك انه سبب لارتدى الفستان الاحمر
    Dostum, şu elbiseye bayılıyorum. Open Subtitles اليانور والدرووف قمة الأناقه , احببت الفستان
    -Kocasının cesedi henüz soğumadı ama kadın Yüzbaşı ile flört etmekten çekinmiyor. -Annesi öldü... -Şu elbiseye bak. Open Subtitles زوجها قريباً وضع بالقبر وها هي الآن تتودد للقائد، وبهذا الفستان
    Bu elbiseye, eteğe para saçıyorum... Open Subtitles أنا اهدر المال على هذا الفستان أو تلك التنورة
    Lee, Jenna'nın fahişe skecinde giydiği o elbiseye ihtiyacım var. Open Subtitles لي, إريد هذاك الفستان,التي لبسته جينا في مشهد العاهرة
    Çünkü bize, o elbiseye girmenin senin için önemli olduğunu söyledin. Open Subtitles لأنك أخبرتنا بأنّه كان مهم لكِ إرتداء ذلك الفستان.
    Şu elbiseye bak! Nasıl da dalgalanıyor... Open Subtitles أنظر لهذا الثوب أنظر للطريقه التى تتحرك بها
    Evet. elbiseye bayıldığını ama mankenden nefret ettiğini söylüyorsun. Open Subtitles انت تقولين انك تحبين الثوب لكنك تكرهين العارضة
    Bütün birikimlerimizi bu elbiseye harcamak istemezdim. Open Subtitles لم يكن علي إنفاق مدخراتنا على فستان سخيف
    Bu elbiseye girebilmek için beş ay diyet yaptım. Open Subtitles خمسة أشهر من اتباع نظام غذائي لأنسجم مع هذا اللباس
    Şey, elbiseye karşı çok sertti. Dantelden bir parça yırttı. Open Subtitles لقد تعاملت مع الرداء بعنف شديد و مزقته و قطعت الاربطة
    Ve burada bir kase güzel meyve,... ...ve arkadaşlarımın benim için diktirdikleri bir elbiseye bakıyorum. TED وأنا أنظر إلى وعاء جميل من الفواكه، وأنا أنظر إلى ثوب قد خطه لأصدقائي.
    Bu tavırlara devam edersen açık artırma için elbiseye de ihtiyacın olmayacak, çünkü gitmeyeceksin. Open Subtitles إذا استمريتي بموقفكِ لن تحتاجين فستاناً من أجل الذهاب لذلك المزاد لأنكِ لن تذهبي
    Hoşuna giden her şeye dokunmak ister, kırmızı elbiseye de dokunmak istedi. Open Subtitles إنه يحب لمس ما يعجبه لذا حاول لمس لباس تلك المرأه الاحمر
    Melekleri elbiseye tercih ederler. Open Subtitles إنّهم يفضّلن الملائكة على الفساتين
    Kirli olduğumuzda bir hamam, elbiseye ihtiyaç oldugunda çamaşırhane. Open Subtitles نجد حماماً حينما لا نكون نظيفين ومغسلة حينما نحتاج لملابس
    Pembe ve mavili elbiseye bakabilir miyim? Open Subtitles اريد ان ارى صاحبة اللبس الزهري

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد