ويكيبيديا

    "elbiseyi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفستان
        
    • الثوب
        
    • اللباس
        
    • الرداء
        
    • البدلة
        
    • فستان
        
    • الزي
        
    • البذلة
        
    • ثوب
        
    • اللباسِ
        
    • الثياب
        
    • الفساتين
        
    • فستاني
        
    • اللبس
        
    • فستاناً
        
    Harry'nin mezuniyetinde giydiğim kırmızı elbiseyi giyeceğim...altın ayakkabılar da var. Open Subtitles انا ارتدى الفستان الاحمر الذى ارتديته فى حفلة تخرج هارى
    Eğer elbiseyi giymezsen, bir avuç imansız ve seks delisi Belçikalı gibi çıkacağız. Open Subtitles إذا لم ترتدي الفستان كأننا نلتقط صورة لمجموعة من البلجيكيون الملحدون المهووسون بالجنس
    Carlos, tatlım, bu elbiseyi aslında ne tamamlar biliyor musun? Open Subtitles كارلوس حبيبي تعرف أن ما يجعل هذا الفستان يبرز أكثر
    Bu elbiseyi siyah ayakkabılarla giymek için almıştım ama yanıma almayı unutmuşum. Open Subtitles اشتريت هذا الثوب ليتناسب مع الحذاء الاسود ونسيت ان اضعه في الحقيبة
    Çalılar elbiseyi parçalar ve çamur yer yer çok derindir. Open Subtitles الأربطة ستمزق اللباس و الطين عميق جدا في تلك الأماكن
    Bir gün üstüme olacağını umduğum bu elbiseyi bana Suzanne aldı. Open Subtitles إشترتْ سوزان لي هذا الرداء الذي أَتمنّى أنا يناسبنى يوماً ما
    O kıpkırmızı elbiseyi uzun yıllar kıpkırmızı tutan bu ağır kimyasallar. TED إن تلك المواد القاسية هي ما تحافظ على لون الفستان الأحمر زاهياً لعدة سنوات.
    Şu an burada rahatsız edici bir gerginlik hissediyorum çünkü bu elbiseyi giymemeliydim. TED وإنني أشعر بأن هناك توتر غير مريح في الغرفة الآن لأنه لم يجب علي أن أرتدي هذا الفستان.
    Cambridge'de büyüdüm ve bir gün bir mağazaya gittim, parayı unutmuşum ve aldığım elbiseyi bana bedava verdiler. TED لقد نشأت في كامبريدج، ومرة ذهبت إلى متجر ونسيت أموالي وقدموا لي الفستان مجاناً.
    Bu elbiseyi sanki en son asırlar önce giymiş gibi hissediyorum. Open Subtitles أتعلم , آخر مرة ارتديت بها هذا الفستان يبدو بأنها كانت منذ زمن طويل جداً
    Şu kırmızı elbiseyi hatırladınız mı? Dekolte olan. Open Subtitles هل تذكر هذا الفستان الأحمر ذو قصة الصدر المنخفضة ؟
    Sen elbiseyi bul, ben de ayakkabıyı. Open Subtitles يمكنك إحضار الفستان و أنا سأحضر الأحذية.
    Geri dönecek olsan bu elbiseyi alıp beni yemeğe götürmezdin. Open Subtitles لو كنت ستعود لما خرجنا تلك السهرة، ولما اشتريت هذا الفستان
    Bayan Crawford takıları ve elbiseyi onayladı. Open Subtitles وافقت السيدة كروفرد على الفستان والمجوهرات
    Lizzie, o elbiseyi yakarak yanlış bir şey yaptıysa, bu benim hatamdır. Open Subtitles إن كانت ، ليزي قد قامت بخطأ بحرق الثوب فقد كان خطئي
    Ladyshopper99'a, elbiseyi temizletebileceğimin ve düğünden önce kollarında olacağının garantisini vereceğim. Open Subtitles سوف أؤكد لها أنني أستطيع تنظيف الثوب وإعادته لها قبل الزفاف.
    Size söz veriyorum o elbiseyi siz evlenmeden önce hazır ederek teslim edeceğim. Open Subtitles أعدك أن يكون الثوب جاهزاً وبين يديك قبل أن تمشي في ممر الكنيسة.
    Çalılar elbiseyi parçalar ve çamur yer yer çok derindir. Open Subtitles الأغصان ستمزق اللباس و الطين عميق جداً في تلك الأماكن
    Çünkü bu lamba... yarın bu elbiseyi giymek için uygun olmayacak. Open Subtitles لأن هذا الشمعدان لن يتمكن من أرتداء هذا الرداء غداً مجدداً
    100$ yatırım yaptım üstüne bu takım elbiseyi de aldım. Open Subtitles أنفقت 100 دولار على إعداد سيرتي الذاتية واشتريت هذه البدلة.
    Yani, sadece bu elbiseyi satın almakla kalmıyor... daha çok şey almış oluyorum. Open Subtitles لذا اترين, انا لا اشتري مجرد فستان الذي اشتريه أكثر من ذلك بكثير
    Şey, bu elbiseyi giymek bu yolda atabileceğin en doğru adım olabilir. Open Subtitles إرتداء هذا الزي يعد خطوة في الطريق الصحيح
    Hayır. Mağazaya gidip takım elbiseyi koruyacak. Open Subtitles كلا، لقد ذهب إلى وسط المدينة لحراسة البذلة
    Daha erken gelebilirdim ama hangi elbiseyi giyeceğime karar veremedim. Open Subtitles .كنتقد أصلباكراً. لكنني لم أعرف أيّ ثوب عليّ ارتداؤه
    elbiseyi çıkarmam gerekiyordu. Open Subtitles أوه، أنا فقط كان لا بُدَّ أنْ أَخْرجَ ذلك اللباسِ.
    Eğer bu elbiseyi giyiyorsan eminim ki, konuşmaktan memnun olmuştur. Open Subtitles لو كنتي ترتدين هذه الثياب, متأكد بأنه سيكون مسروراً للحديث معك
    Ben de Rose'un bedenine uygun her elbiseyi satın aldığına inanamıyorum. Open Subtitles أنا لا أَستطيع التصديق بأنك إشتريت جميع الفساتين التي بقياس روز
    0 kırmızı elbiseyi hiç gitmemeliydim Open Subtitles وكم أعجبه فستاني الأحمر لا كان فستانك وردي
    Bu elbiseyi giymeden önce adımı bile hatırlayamıyordun. Open Subtitles قبل ان البس هذا اللبس لم تكن تتذكر اسمي
    Açıkçası, bir bayanın aynı elbiseyi iki kere giymesi kabul edilemez. Open Subtitles طبعاً ، أن تلبس الفتاة فستاناً أكثر من مرة فهذا لا يُغتفر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد