Bugün,eleme raundu,işaret direği etrafında bir tur olacak. | Open Subtitles | اليوم التصفيات وهي دورة حول حدود الأبراج |
Bugün, Okyanus Kralı eleme Turu'nun ilk günü. Okyanusta oluşan dev dalgalar doğruca gelip buradaki sahille birleşiyor. | Open Subtitles | مرحلة التصفيات لمللك المحطات ببعض الموج الثقيل في الخلف متصل بالراكبين |
Benim için açıktı. Altı numaralı eleme nedeni: | Open Subtitles | كان واضحاً بالنسبة إليّ سبب استبعاد الرقم 6 |
Real Madrid'deki 50 maçında 59 gole imza attı ve de Portekiz milli takımını ön eleme aşamasında attığı gollerle Brezilya'daki Dünya Kupası'na götürdü. | Open Subtitles | سجّل 59 هدفًا مع ريال" "مدريد في 50 مبارة كما قائد منتخبه لمونديال البرازيل بعد أن" "أحرز أهداف التأهل في التصفيات المؤهلة |
Olay yerinde çalışan herkes eleme amacıyla otomatik olarak sisteme girilir. | Open Subtitles | كل من يعمل على المشهد يوضع في النظام تلقائياً لغرض الإقصاء |
Laboratuardaki herkesten örnek alıp eleme yapmamız gerek. | Open Subtitles | حسناً، إذن، نحن بحاجة للحصول على عينات الإزالة من كل شخص في المختبر. |
eleme. | Open Subtitles | إنه حرمان تام. |
BİRİNCİ GÜN ABD OLİMPİYAT eleme TURU | Open Subtitles | "اليوم 1، الاختبارات التأهيلية الأمريكية" |
eleme maçları tamamlandığında ara verip 6:00'daki final eşleşmesi için tekrar bir araya geleceğiz. | Open Subtitles | مرة واحدة في التصفيات هي وتا الطريق، سنقوم كسر والانعقاد ل لمتابعة المباراة النهائية في الساعة 6: 00. |
dedi. Ve bana "Bu arada anne tatilden erken ayrılmak zorundayım çünkü şehirler arası liginde oynadığım takım eleme maçlarına kalmış ve tekrar Boston'a gitmem gerek çünkü takımı yüzüstü bırakamam. | TED | لقد قال، "أتعرفين، بالمناسبة يا أمي، يجب أن أنهي الإجازة باكرا لأن فريقي الذي ألعب معه وصل إلى التصفيات النهائية لذلك يجب عليَ العودة إلى بوسطن لكي لا أخيِّب أمل فريقي. |
dedi. Sonra da Pete gitti, aile tatilini yarıda kesti - annesinin de kalbini kırdı - ve o gidince biz de dört gün sonra eleme maçını izlemek için peşinden gittik. | TED | وبالتَالي ذهب بيت، وترك الإجازة العائلية ترك أمه في حسرة قمنا باللحاق به بعد أربعة أيام لمشاهدة فريقه يلعب التصفيات النهائية. |
- Merak etme, eleme maçlarından sonra. | Open Subtitles | انها بعد التصفيات لا تقلق حيالها |
Jack'e de söylediğim gibi, eğer köklü servislere eleme yoluyla alım yapıp fazlalığı azaltabilirsek... 40 saat sonra yönetim kurulu toplantısı var. | Open Subtitles | أخبرت (جاك) إن كانت هناك وسيلة للإقلال من النفقات دون استبعاد خدمات أساسية سيجتمع المجلس خلال 48 ساعة |
eleme yöntemiyle. | Open Subtitles | نجري علميّة استبعاد. |
Burada eleme sürecinden daha fazlası olmalı Zo. | Open Subtitles | (الأمر أكبر من عملية استبعاد يا (زو |
1936'daki Berlin Olimpiyatları'nın eleme turunda Jessie Owens'a yenildi. | Open Subtitles | أنه هزم من قبل (جيسي أوينز) في الجولة المؤهلة للألعاب الأولمبية بـ (برلين) في 1936. |
1936'daki Berlin Olimpiyatları'nın eleme turunda Jessie Owens'a yenildi. | Open Subtitles | أنه هزم من قبل (جيسي أوينز) في الجولة المؤهلة للألعاب الأولمبية بـ (برلين) في 1936 |
eleme travmalarının üstesinden gelme rehberi üniformalarınızı iade ettiğinizde verilecek. | Open Subtitles | إرشادات التغلب على صدمة الإقصاء ستعطى إليكم حين تعيدون زيكم الموحد |
Çok ciddi, eleme usulü turnuva, dostum. | Open Subtitles | بطولة الإقصاء مباشرة , صديقي |
Yaptığımız şeye dayanarak eleme süreci diyor ki içerideki görev sıvıyı çıkarma. | Open Subtitles | إعتماداً على ما قد فعلناه بالفعل عملية الإزالة تعنى أن المُهمة بالداخل فى إستخراج السائل |
Ya da onu bulacaksınız eleme sürecinde. | Open Subtitles | أو أنني سوف تجد له من خلال عملية الإزالة. |
eleme. | Open Subtitles | إنه حرمان تام. |
- TENNESSEE, CHATTANOOGA ABD OLİMPİYAT eleme TURU | Open Subtitles | - (تشاتانوغا)، (تينيسي) rlm; اختبارات الأولمبياد التأهيلية الأمريكية" |