| Ve iki dakika içinde, bu yataktan çıkmış Taliban ile yumruklaşmaya hazır ve bana Elmas bir kolye teklif ediyor olacaksın. | Open Subtitles | و خلال دقيقتين ستخرجين من هذا السرير جاهزة للملاكمه بالأيدي مع طالبان وتعرضين علي شراء قلادة من الألماس لا محادثات حماسية |
| Elmas bir kolye hak etmiyor muyum? | Open Subtitles | ألا أستحقٌّ قلادة من الألماس ؟ |
| Eğer erkeğiniz üstünde "Açık Evlilik" yazan Elmas bir kolyesi varsa, bu bir anlaşmabozucudur! | Open Subtitles | "إذا كان لديه عقد من الألماس "ويرغب بزواج غير مرتبط، " ! |
| Tek ipucu, arabada bulunan Elmas bir yüzük. | Open Subtitles | هو الذي وجد بداخل السيارة عبارة عن خاتم على شكل تاج مرصع بالألماس |
| Kız olduğu ise Elmas bir yüzük sayesinde tespit edilebildi. | Open Subtitles | هو الذي وجد بداخل السيارة عبارة عن خاتم على شكل تاج مرصع بالألماس |
| Ona Elmas bir yüzük alamadığım için ucuz olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت اننى بخيل لأننى لم أشترى لها خاتم ماسى |
| Elmas bir yüzüğe bakıyor. | Open Subtitles | أنّه ينظر لخاتمٍ من الألماس |
| Elmas bir emzikte. | Open Subtitles | أهدرها على مصاصه من الألماس |
| Swing yapan bir veranda gördüm ve Elmas bir yüzüğü dinledim, | Open Subtitles | رأيت شرفة أمامية تتأرجح سمعت خاتم ماسى |
| Yapmayın. Bu Elmas bir yüzük. | Open Subtitles | إنه خاتم ماسى |