Birkaç yıl sonra 1997'de... ...gizli bir şekilde kanlı elmasları araştırmak için Angola'daydım. | TED | حتى بضع سنوات في وقت لاحق، وأنها الآن في 1997، وأنا في أنغولا سرية التحقيق الماس الملطخ بالدماء. |
Bu noktada, su yerine elmasları seçmeye başlarsın. | TED | هذا يحدث عندما تبدأ باختيار الماس عوضاً عن الماء. |
Denizcilerin işlenmemiş elmasları elden çıkarmak için bir satıcıya gitmeleri gerek. | Open Subtitles | حسناً، سيضطرّ فريق البحريّة لبيع الألماس غير المصقول لتاجر سلعٍ مسروقة. |
O elmasları satmak için doğru zamanı bekliyordu. | Open Subtitles | أعتقد بأنه كان ينتظر الوقت المناسب لبيع ذلك الألماس |
O elmasları 71 metre derinliğinde bir kuyudan nasıl alacağız? | Open Subtitles | كيف سنستعيد تلك الماسات من حفرة عمقها 230 قدم ؟ |
Şu kahrolası elmasların yerini bilen sadece benim,... ..yani beni öldürürseniz elmasları bulamazsınız. | Open Subtitles | أنا الوغد الوحيد هنا الذي يعرف أين الماسات لذا إن قتلتني لن تجدهم |
elmasları ve kızı olan Amerikalı kadın. | Open Subtitles | المرأه الأمريكيه التى تمتلك الماس هى وأبنتها هل تعرفهم ؟ |
elmasları bulup sınıra doğru gitmemizi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أفترض أننا وجدنا الماس و هربنا عبر الحدود ؟ |
Neden elmasları aramızda paylaşıp, kendi yollarımıza gitmiyoruz? | Open Subtitles | بكل بساطة و منطقية لما لا نتقاسم الماس و يذهب كلاً منا في طريقه ؟ |
elmasları o siyah teröristlere vermeye çok kararlısın. | Open Subtitles | أنت عازم على تسليم هذا الماس لهؤلاء الإرهابيين السود |
Kardeşi elmasları Amerika'ya getirip, New York'da emanete koymuş. | Open Subtitles | استغرق أخيه الماس إلى أمريكا، لخزانة للأمانات في نيويورك. |
Yani mücevherleri çaldın, bir sevgiliyi içeri attın, ve birini elmasları bulağa yardım etmesi için tuttun . | Open Subtitles | اذا سرقت المجوهرات وسلمتى عشيق من عشاقك الى السلطات واحتفظت بالاخر لمساعدتك فى العثور على الماس |
elmasları kendi aldı, bu yüzden hiç bulunamadılar. | Open Subtitles | لقد أبقى الألماس لنفسه، لهذا لم تظهر أبداً. |
...tıpkı fransa devlet bankasından elmasları çalmak gibi olur. | Open Subtitles | ستكن مثل سـرقة الألماس من البنك الوطني الفرنسي |
Sigorta parasını beklerken elmasları satsan nasıl olur? | Open Subtitles | قم ببيع الألماس بينما أنت تنتظر أموال التأمين |
Biliyor musunuz, Leo elmasları geri verdiğinden bahsettiğinde, bir oyun planladığını anlamıştım. | Open Subtitles | أتعلمان؟ عندما قال ليو أنكما أعدتما الماسات علمت أنكما تخططان لشيء ما |
Polisin beni tutuklayacağından ve belki de elmasları bulacağından korktum. | Open Subtitles | خفت أن تقبض عليّ الشرطة و ربما يجدّون الماسات |
Giderken bütün elmasları almanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تأخذ جميع الماسات معك عندما تذهب |
Annemin annesi Avrupa'yı kocası olmadan alelacele terk etti, ama yanına üç yaşındaki kızını ve eteğinin kenarlarına dikili elmasları aldı. | TED | غادرت جدتي لأمي أوروبا بسرعة بدون زوجها ، ولكن مع ابنتها ذات الأعوام الثلاثة و خيط من الألماسات في حاشية تنورتها. |
Kim onları çalma zahmetine girdikten sonra elmasları yola saçar? | Open Subtitles | من بحق الجحيم سيرمي ألماس بعد أن تكلفوا عناء سرقتهم؟ |
elmasları hemen buradan çıkarmalıyız! | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نخرج هذا الماسِ خارج هنا بسرعة |
Gerçek parayı ver, ben de gerçek elmasları vereyim. | Open Subtitles | اعطيني المالَ الحقيقيَ وأنا اعطيك الماسَ الحقيقيَ. |
Evine git ve evden elmasları al buraya geri gel. Anladın mı? | Open Subtitles | اذهب الى البيت واحضر الالماس الى هنا هل فهمت ذلك ؟ |
Çatışma elmasları Batı Afrika'da sık kullanılan bir para birimidir. | Open Subtitles | ماسات النزاع هى عملة شائعة فى غرب افريقيا |
Hayır, gerek yok. Kusura bakmayın da bu elmasları görme mevzusu saçmalık. | Open Subtitles | كلا، لسنا بحاجة له آسفٌ ولكن الكلام حول الماسة محض هراء |
Ruth bana perşembe günü çalıntı elmasları almak için birisinin geleceğini söyledi. | Open Subtitles | روث اخبرتني ان هناك رجل قادم يوم الخميس لشراء ألماسات مسروقة |
Çalıntı elmasları büstiyere yerleştirecek kadar ahmak bir adamdır. | Open Subtitles | ذلك النوع من الرجال الغبي لدرجة أن يضع ألماساً مسروقاً على صدرية |
-Gözlerin yüzünden. Gözlerinin parıltısı bana elmasları hatırlatıyor. | Open Subtitles | بسبب عينيكِ، طريقة تلمعانهما تذكرانني بالماس. |
Sana elmasları vereceğim adamım, adamım, sana vereceğim... | Open Subtitles | ...ساعطيك الالماسات ,يارجل ,سأعطيك الـ |
Siz ikiniz müdürle arka tarafa gidip elmasları alacaksınız. | Open Subtitles | أنتما تأخذان المدير وتجعلاه يسلمكما المجوهرات |