| Eğer insanlar zihinsel olarak emeklilik için tasarruf yapmayı kayıp olarak çerçevendirirlerse, emeklilik için tasarruf yapmayacaklardır. | TED | إذا وضع الناس ذهنيا الادخار للتقاعد في خانة الخسارة، لن يقوموا بالادخار للتقاعد. |
| Öyle ki doğru insan kaynaklarının kapısına dayandı, erken emeklilik için uygun olmayı umuyordu. | TED | لدرجة أنها سارت إلى أسفل قسم الموارد البشرية لمعرفة ما إذا كانت مؤهلة للتقاعد المبكر. |
| ve dolabını erken emeklilik için boşaltıp üniformanı.. | Open Subtitles | وقبل أن تنظف خزانك للتقاعد المبكر |
| Demek istediğim,emeklilik için yaptığımız bir çok şey iyiydi. | Open Subtitles | اعنى معظم الأشياء اللتى نفعلها للتقاعد |
| Şehre yeni geldim ve emeklilik için oldukça gencim. | Open Subtitles | لقد وصلتُ لهذه المدينة للتو، ولا زلتُ صغيرًا على التقاعد |
| Carlos, her zaman emeklilik için kenara yeterli para koymadığını söylersin. | Open Subtitles | كارلوس)، أنت تقول دائماً أنه ليس لديك) ما يكفي من الأموال للتقاعد |
| Tamam. Ray, kim emeklilik için güzelim Puerto Rico'yu bırakıp buz gibi soğuk New York'a gelir? | Open Subtitles | حسناً، إذن يا (راي)، أيّ نوع من الرجال يترك "بورتوريكو" للتقاعد في برد "نيويورك" القارس؟ |
| Kim duymadı ki? emeklilik için biraz genç duruyordu. | Open Subtitles | الجميع سمع بذلك يبدو صغيراً على التقاعد |
| - emeklilik için çok gencim | Open Subtitles | -أنا صغيرة جداً على التقاعد المبكّر . |