Emmanuel Macron'un; Afrika'yı 2017'de, kadınların 7-8 çocuk sahibi olduğu bir yer olarak tasavvur edişine katılıyor muyuz | TED | هل نقبل تصور إيمانويل ماكرون عن أفريقيا 2017 كمكان حيث جميع النساء لديهن سبعة إلى ثمانية أطفال؟ |
Ama ona liderlik hakkında sorup hızlıca belirli isimlerden oluşan bir liste sunduğumda, ona yeni Fransa başkanının, Emmanuel Macron'un ismini takdim ettim. | TED | ولكن عندما سألتها عن الزعامات، وأعطيتها مجموعة من الأسماء، وطرحت عليها اسم الرئيس الفرنسي الجديد، إيمانويل ماكرون. |
Yani önce hakikati sorar ve sonra Emmanuel Macron'a döner ve aşk hakkında konuşurdum. | TED | لذا أود القول، التزم الحقيقة ثم سأعود الى إيمانويل ماكرون وأتحدث عن الحب. |
Emmanuel Goldstein, diğer ismiyle Cereal Killer, | Open Subtitles | ايمانويل جولد ستين المعروف بأيم سيريال كيللر |
Emmanuel'im öldürüldüğünde ben de sürekli uyurdum. | Open Subtitles | عندما قتل طفلي ايمانويل قضيت الوقت كله نايم |
Bırak gidip Emmanuel'le konuşalım, belki onun gibi çocuklar için özel bir program vardır. | Open Subtitles | واسمحى لي أن أعود ، دعينا نتحدث ل ايمانويل ، ربما هناك برنامج خاص للتعليم ، أطفال مثلها |
Sonra yaklaşık 15 dakika Emmanuel içeri girdi sonra bir baktım, bağırmaya başladı. | Open Subtitles | يعد ذلك، بعد حوالي خمسة عشـر دقيقة، (إمانويل)، دخــل، والشيء التالي الذي أعرفـه، إنه يصــرخ. |
Burada Emmanuel Goldstein'in etkisinin bir kurbanı olarak bulunuyorum. | Open Subtitles | أقف هنا, كضحيه للتأثير من إيمانويل جولدشتاين |
Ama şimdi Emmanuel, June'u buldu ve nasıl olduysa beni de yine buldu. | Open Subtitles | ولكن ، الآن وقد وجدت إيمانويل جـــون وعلى نحو ما عثر علىَ مرة أخرى |
Ben Auguste Emmanuel Vaucorbeil'im ben deniz Opera Müdürüyüm. | Open Subtitles | أنا أوغست إيمانويل فاوكوربيل، مدير الأوبرا. |
Uygulamadaki ortağım Eike Roswag ve sepet örücüsü kuzenim Emmanuel gibilerini içeren küçük bir danışmanlar ekibi haricinde, tüm bina köydeki işçiler tarafından inşa edildi. | TED | وباستثناء فريق من المستشارين كشريكي في التحقيق آيك روساغ وابن عمي حائك السلال إيمانويل قام حرفيو القرية ببنائها كاملاً. |
Orada müdahale etmeye çalıştıkları seçimler sırasında, Fransa'nın şimdiki başkanı, Emmanuel Macron, çok sıkı bir duruş sergiledi ve doğrudan karşısına çıktı, Merkel'in yaptığı gibi. | TED | خلال الإنتخابات هناك، عندما حاولوا التدخل، الرئيس الفرنسي الحالي ، إيمانويل ماكرون، إتخذ موقفا صلباً وواجه الأمر مباشرة، كذلك فعلت انجيلا ميركل. |
Muhterem Emmanuel Ana aramızda İsa'yı temsil edecek. | Open Subtitles | الموقّرة "الأم إيمانويل" تُمثّل المسيح بيننا. |
Bu kardinal Emmanuel Calabria. | Open Subtitles | هذا الكاردينال ايمانويل كالابرا |
Oysa Emmanuel'im hırsızlık esnasında öldürülmüştü. | Open Subtitles | ...وعزيزتي ايمانويل ماتت قتلا خلال عملية السطو القذرة تلك. |
Tıpkı Emmanuel'ime üzüldüğüm gibi. | Open Subtitles | تماما كموت ايمانويل. |
Emmanuel böyle olacağını söylemişti. | Open Subtitles | قال ايمانويل انه ستكون |
Bu makalelerde kolonoskopi yapan meslektaşlarına kolonoskopi sırasında hastayı patlatma şansını nasıl en aza indirirler, bunu açıkladılar. (Gülüşmeler) Yazarlardan biri, Dr. Emmanuel Ben-Soussan tören için Paris'ten geldi. Törende bunun tarihini anlattı. 1950'lerde kolonoskopi ilk defa yaygınlaştığında insanlar bunu nasıl iyi yapacaklarını araştırıyorlarmış. | TED | في هذه الأبحاث شرحوا لزملائهم الأطباء كيف يفحصون القولون بالمنظار، كيفية تقلل فرصة أنه عندما تقوم بفحص القولون بالمنظار، سينفجر مريضك. (ضحك) الدكتور ايمانويل بن سوسن واحد من المؤلفين، حضر خصيصا من باريس لحضور الحفل، حيث أعطى نبذة تاريخية عن الموضوع، أنه في الفترة 1950-1959 عندما كان تنظير القولون يصبح تقنية شائعة للمرة الأولى، الناس عرفوا كيف يفعلون ذلك جيدًا. |
Emmanuel? | Open Subtitles | (ايمانويل) |
O, NFL'nin Emmanuel Kant'ı. | Open Subtitles | -إنه إمانويل كانت من إن إف إل |
Ya Emmanuel Grayson haklıysa? | Open Subtitles | ماذا لو كان (إمانويل غرايسون) محقاً؟ |