- en hafif söylemle anti-sosyal. - Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | ضد الاجتماعية , على أقل تقدير ماذا تعنى ؟ |
Bu en hafif ifadeyle işleri biraz zorlaştırıyor. | Open Subtitles | حسنا، هذا يجعل الامور نوع من الصعب، على أقل تقدير. |
en hafif bir esinti bile, demir atmakta kullanacağı ana lifi alıp boşlukta sallandıracaktır. | Open Subtitles | سيمسك أخفّ ريح بالخيط الذي تنسجه ويحمله بعيداً |
Yıldızlar çoğunlukla en basit ve en hafif element olan hidrojenden oluşurlar. | TED | تتكون النجوم عادة من الهيدروجين ، أبسط و أخف عنصر. |
en hafif tabirle, aykırısın. | Open Subtitles | أقل ما يقال عن ذلك هو أنه مثير للجدل |
en hafif ifadeyle Chinoiserie akımından daha sert ve coğrafi açıdan aşırı değişken. | Open Subtitles | كارهةً جداً لديكور الغرفة ومزاجيةً جداً بشأن مناشئها الأصلية على أقلّ تقدير |
en hafif deyimiyle uzun bir yolculuk yaptığınız biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنّكم جميعاً قد مررتم برحلةٍ طويلة وذلك على أقل تقدير |
en hafif deyimiyle, durağanlığına patlar. | Open Subtitles | سوف يؤثر على استقرارهِ في أقل تقدير. |
Vereceği en hafif ceza, seni sürgüne yollamak olacaktır. | Open Subtitles | سَينفيكُي، على أقل تقدير. |
- en hafif tabiriyle. | Open Subtitles | هذا على أقل تقدير |
Durum en hafif ifadeyle karmaşık diyebilirim. | Open Subtitles | الوضع مائع، على أقل تقدير |
Her biri en hafif esintide bile uçabilen mükemmel birer planördür. | Open Subtitles | كل واحدة بانسيابيّتها كطائرة شراعيّة مثاليّة والتي بإمكان أخفّ نسيم أن يدفعها |
Büyük arka bacakları onu 3 metre kadar havaya yükseltebilir ve muhteşem kulakları avın en hafif hışırtılarını bile saptayabilir. | Open Subtitles | قائمتاها الخلفيّتان الكبيرتان تدفعانها لترتفع 3 أمتار في الهواء و أذناها الهائلتان ترصدان أخفّ تحرّكات طرائدها |
Pekâlâ, bir on puanlık daha Dünya üzerindeki en hafif kararsız izotop nedir? | Open Subtitles | ... ما هو أخف عنصر على الأرض من غير النظائر المشعة المستقرة ؟ |
Bu tipteki spina bifidanın en hafif haline sahip hastalar genellikle farkında bile olmazlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يعانون من أخف شكل لهذه السنسنة المشقوقة لا يعرفون أنهم مصابون به. |
Bu benim, dünyanın en hafif ve yavaş hava aracını kullanıyorum burada. | TED | هأنذا وأنا أقود أخف وأبطأ آلة طيران. |
Bence bu yaptığın, en hafif tabiriyle, haksızlık. | Open Subtitles | لا يبدو لي هذا عدلا، وهذا أقل ما يقال |
Hâlâ sana mahkûm gibi mi davranıyor? en hafif tabiriyle. Bir dahaki sefere, olur mu? | Open Subtitles | ذلك أقل ما يقال مرة أخرى؟ |
- en hafif deyimiyle. | Open Subtitles | هذا أقل ما يقال عنها. |
en hafif deyimiyle, serseri mayın gibi. | Open Subtitles | قرار إتّفاق إنّها هاربة، على أقلّ تقدير |